Seçim süresince tüm siyasi adaylar adeta delirircesine çalışırlar. Her gün ziyaretler ederler, esnafı dinlerler, bir takım vaatler verirler, dilediğin her an yanınızda olurlar, her zaman ulaşılabilir olurlar.
O süreçte kendilerini en motive ettiği sözün; ‘Dayan! 2-3 ay deli gibi çalış, sonra zaten çok rahat edeceksin’. şeklinde olduğuna eminim.
Köprüyü geçene kadar dayı muhabbetini yapan bu arkadaşlar, seçimler bittikten sonra ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ moduna geçerler.
Ne esnaf gezerler, ne ulaşılabilir olurlar, ne de vaatlerini gerçekleştirirler. Yaptıkları en büyük iş, birilerini yerinden almak, birilerini koymak, birinin ayağını kaydırmak, birilerine mesaj veren hamleler yapmak...
Eş, dost, tanıdık derken hak eden onca insan beklerler umutla.
Ararım: ALO, ALO, ALO .. Sesiniz gelmiyor! ALO!
Projeler nerde? Hangilerini gerçekleştirdiniz diye sorarsınız, size düşman kesilirler.
Parası ödenen trambüs nerde diye sorarsınız bir kişi çıkıpta kamuoyuna açıklama yapma gereği bile duymaz.
Çözmeniz gereken sorunlular ve eksiklikler var, çare bulun dersiniz, dikkate almazsınız.
Liyakat ayaklar altında bu konuya dikkat edin lütfen dersiniz, akrabada boş kalan var mı diye tek tek kontrol edersiniz.
Halk hizmet bekliyor, şimdi hareket zamanı dersiniz, zengine daha fazla ne katabilirim diye kendinizi yersiniz.
Şimdi sorarım; SESİNİZİ ALAMIYORIM ORADA MISINIZ?