Gazeteciler; genel ahlak kurallarına uygun olarak her zaman gerçeklerin ve doğruların peşinde olarak; tarafsızlık ve şeffaflık ilkelerine bağlı kalarak mesleğini icra eden bireylerdir...
Her meslek dalında olduğu gibi bizim mesleğimiz de erozyona uğrayan mesleklerden; hatta son zamanlarda en fazla nasibini alan mesleklerden diyebilirim.
Üç maymun simgesi vardır bilirsiniz.. Orada mesaj şöyledir; görmedim, duymadım, bilmiyorum. Tam da üç maymun misaline örnek bir meslek haline dönüştü.
Görmeyen gazeteciler;
Bu meslektaşlarımız; olan biten her şeyin apaçık ortada olmasına rağmen, tepkisiz kalır , görmemezlikten gelirler ya da geldirtilirler, sakindirler. Mesleği dışında sürekli olmayan maaşları vardır, yaşam koşullarının iyi olması gördüklerini başka şekilde yazmalarına bağlıdır.
Duymayan gazeteciler,
Bu meslektaşlarımız duydukları gerçekleri duymamazlıktan gelirler, bildikleri tek şey kendilerine söylenilenlerini yazmalarıdır, zararsızlardır yani öyle görünürler. Yaşam koşulları; duyduklarını yazmadığı sürece iyidir, gazetecilik dışında çeşitli yerlerden maaşları bankamatiklerine yatar.
Bilmiyorum diyen gazeteciler.
Heh.. Bu dönemde piyasada en fazla yer alan meslektaşlarımızdır. Bu arkadaşlar, bildiklerini bilmemezlikten gelmesi için sürekli susturulurlar. Her zaman sahibinden satılık/kiralık olarak kendilerini pazarlarlar. Hep başkaları tarafından kullanılır, kalemleri kendisinindir fakat ne şekilde yazması gerektiği daima başkalarının kontrolündedir, tehlikelidirler. Genelde iyi koşullarda yaşarlar, nezih semtlerde otururlar ve en iyi restaurantlarda otururlar, dolgun maaş ya da maaşlar alırlar.
Bir de GAZETECİLER vardır;
Namusuyla, onuruyla, ahlakıyla yaşar. Yalan haber yazmaz, hiçbir zaman satılık değildir.
Makam mevki farketmeksizin herkese eşit yaklaşırlar, rüşvet peşinde koşmaz, kaleminin yönetimi tamamıyla kendisindedir.
Cesurdur; yazacakları konusunda çekinmez, güçler umrunda değildir, tehditlere kulak vermez, işini yapar.
Kişi menfaatlerini gözetmeksizin; memleketinin ve ülkesinin menfaatlerini göz önüne alarak yazar.
Hiçbir zaman ve hiçbir şartta menfaat beklemezler, objektiflerdir. Aldıkları maaşlarla kıt kanaat geçinirler, yaşam koşulları zordur. Onları mutlu eden haksız kazanç ve rüşvetler değil; onurları ve gururlarıdır.
Bugün Gazeteciler Günü...
Meslek aşkıyla yanıp tutuşan; düşünüp sorgulayabilen, korkusuzca kalemini kullanabilen tüm meslektaşlarımın GAZETECİLER GÜNÜNÜ bu vesile ile kutluyorum.
Gerek telefon, gerekse de mesajlarla tebrik eden tüm herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Yazımı Atatürk’ün 1924 İzmir Gazatecileri’ne yapmış olduğu konuşmalarından bir kesite yer vererek bitirmek istiyorum;
“Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır.”