İki zeytindalı birden toprağa düştü. Biri fotoğraf makinesine hiç flu resim çekmedi bir diğeri ise kalemini hiç eğmedi.Bir zeytin dalı Hüseyin Kırcalı bir diğer zeytin dalı ise Bekir Coşkun.
Ulusal düzeyde Urfa’yı temsil ettiler ve hep yüz akımız oldular. Ama ne yazık ki biz Urfa olarak yaşadıkları süre içerisinde onlara hiçbir şey veremedik.
Umarım bu değerleri kaybettikten sonra da olsa siyasi düşünceleri bir tarafa bırakıp bir okula bir hastaneye bir mahalle bir parka ya da bir sokağa ya da olabilecek ve onlara yakışan herhangi bir yere isimlerini vererek onları yaşatmaya çalışırız.
Mevcut belediyeler belki iktidardan çekinebilir.Ancak bu değerlerimizi yok saymak kendi kimliğimizi yok saymaktır.
En azından hatıralarını yaşatmak gerekmez mi ? Şanlıurfa ‘nın adını her şehirde anabilen , bizi bizden habersiz var eden bu imza isimler hangi kanaldan olursa olsun yaşatmak bizim görevimiz olmalı.
En azından bu kadarını borçluyuz bu insanlara...