Yalnız dikenli bir yoldan geçerken ,buzlu bir camdan izlerken, topal bir adaleti beklerken kalbime dolanları söylemek isterim. Zarifoğlu’nun Allah’a dediği üzere;
Seçkin
Bir kimse değilim.
İsmimin baş harfleri acz tutuyor.
Bağışlamını dilerim .
En sevgili tarafından bağışlanmak umudu dışında başka bir umut taşımadığımı da belirtmek isterim .Peki derdim nedir benim ?
Günler ,geceler boyu koşan,toplumun her kesimini kapsayan, madde bağımlısı gencecik insanların sığınağı, her terör örgütünün karşısında, 48 saate varan nöbetlerin insanları polislerimizden bahsediyorum.3600 ek gösterge verdik,verilyorduk yok vazgeçtik vermiyorduk muamelesini yapacağınız en son kesim bellide. Ağır çalışma şartları , insani sürelerin üzerine çıkan nöbet zamanları , ve maaşları ile en dezavantajlı grup olan polislerin hatta güvenlik güçlerinin bu hakkı sonuna kadar hakettiğini düşünüyorum.Karakol kapısında şöyle iki üç saat gözlem yapma şansınız olursa bu derdimi daha iyi anlarsınız. Madde bağımlısı gençlere , polislerin abilikleri , insanlara olan yardım etme çabalarını görürseniz hele daha da iyi anlarsınız.