Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Sayın Vedat Doğar’ın belediyede yaptığı atamalar, özellikle avukat yeğeniyle ilgili iddialar tamamen asılsızdır. Ortaya atılan “torpil” söylemleri kolayca dillendirilse de, gerçekler çok daha derin ve değerlidir. Vedat Bey, yıllardır beraber yol yürüdüğü, güvenebileceği, sadakatine ve liyakatine inandığı isimlerle çalışmayı tercih etmiştir. Bu bir tercihten öte, bir zorunluluktur. Çünkü kamuya hizmette güven, ekip ruhunun temelidir.
Daha da önemlisi, bu insanlar için mevki ya da maaş hiçbir zaman amaç olmamıştır. Nitekim Sayın Doğar, belediyeden aldığı maaşın tamamını bağışlamaktadır. Bu, kişisel menfaat değil, topluma duyulan sorumluluk duygusunun en somut örneğidir. Sadece kendiyle de sınırlı kalmamış, kıymetli eşi tarafından ilçelerimizden birine kazandırılan bir ilkokul, bu ailede toplumsal faydanın nasıl içselleştirildiğinin bir göstergesidir.
Kamuya hizmet eden insanların üzerine gölge düşürmeye çalışmak kolaydır. Ancak asıl mesele, doğru ile yanlışı, sabır ile suskunluğu, tevekkül ile kayıtsızlığı birbirinden ayırabilmektir. Çünkü bazen susmak zayıflık değil, büyüklüktür. Ama zaman gelir, doğruları dile getirmek bir görev olur.
Bu noktada, özellikle belediye başkanımız başta olmak üzere, yöneticilerimizin değer bilmesi gereken insanlara hak ettiği desteği vermesi gerekir. Zira toplum, ancak adaletle büyür. Gerçek değerin ne olduğunu bilen kurumlar ve yöneticiler olduğu sürece, iftiralar karşısında doğru durmak mümkündür.
Sayın Vedat Doğar, görevini bir koltuk için değil, iz bırakmak için yapıyor. Bu nedenle, hakkında yapılan karalama kampanyalarına karşı yasal ve ahlaki zeminde gerekli cevapların verilmesi hem kendisi hem de kamu vicdanı açısından elzemdir.
Unutmayalım: Zaman, en iyi hakemdir. Ve hakikat, gecikir ama asla kaybolmaz.
Yorumlar
Kalan Karakter: