Urfa Değişim Gazetesi'nde yer alan haberde, Sekiz yıl süren İran-Irak savaşının son yılında, 1988’de, 40 bini aşkın insanın yaşadığı Halepçe’ye hava bombardımanı yapılmış, beş gün boyunca savaş uçakları ve top ateşiyle bir katliam gerçekleştirilmişti.
Coşkun, Halepçe katliamının yıldönümünde yaptığı açıklamada, “Emperyalist güçlerin coğrafyamızı işgal ve talan etmeyi amaçlayan kanlı oyunlarının bir parçası olarak, 16 Mart 1988’de Halepçe’de binlerce mazlum insan katliama maruz kaldı. Bugün, insanlığın utanç vesikası olarak tarihin hazin sayfaları arasına eklendi” dedi.
SİVİLLERE SİYANÜR BOMBALARI ATILDI
Helpçe’de kimyasal silahlar kullanıldı, yaklaşık 5 bin kişi katledildi. Ölümden kaçanlar da dağlara kaçarak kurtulmaya çalıştı ancak onların da üzerine siyanür bombaları atıldı. Yaklaşık 15 kişi ise yaralandı. İnsanlık katliamının yaşandığı Halepçe katliamına batı ülkelerinden tepki gelmemesine tepki gösteren Coşkun, “İnsan hakları söylemini dilinden düşürmeyen batılı devletlerden de, böyle olayları önlemek için kurulmuş Birleşmiş Milletler’den de hemen hiçbir tepki gelmemiştir. Sömürge zihniyetiyle birlikte insanlığın da sağır, kör, dilsiz olduğu o gün bu katliam utanç vesikasına dönüşmüştür. Halepçe katliamı, dünyanın gözü önünde, tarihe kara bir leke ve insanlığın utanç sayfası olarak geçmiştir. Katliam haberi gizlenmiş, günlerce bilgi alınamamıştır. Dünya kamuoyu, günler sonra bölgeye intikal eden ‘Sınır Tanımayan Doktorlar’ vasıtasıyla katliamdan haberdar olmuştur. Bu arada çoğunluğu Kürt olmak üzere 500 bin kişi dağları aşarak Türkiye’ye sığınmıştır” dedi.
“VAHŞETİN ETKİLERİ DEVAM EDİYOR”
Halepçe katliamına ilişkin açıklama yapan Coşkun, aynı katliamın etkilerinin bugün de ölümlere sebebiyet verdiğini belirterek, şunları söyledi: “Bu zalimce, vahşice olayın etkileri bölgede hâlâ birçok ölümün sebebi olmaya devam etmektedir. Üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen emperyalist devletlerin tezgâhlayıp uyguladıkları soykırımların vicdanları parçalayan acı hatıraları biraz olsun hafiflemeden, daha ağır, daha sinsi ve daha hain planlarla, bölge insanının kaderi karanlığa mahkûm edilmek istenmektedir. Terör, vekâlet savaşları ve mezhep kavgalarının Irak’ın gençlerini ve geleceğini yemeye devam ediyor olması, ümmet ve insanlık vicdanı adına acılarımıza yeni acılar eklemektedir.”
Coşkun, her türlü zulmü kınadıklarını belirterek, katliamları ve insan hak ihlallerine karşı olduklarını belirtti.
Kaynak: www.urfadegisim.com
Coşkun, Halepçe katliamının yıldönümünde yaptığı açıklamada, “Emperyalist güçlerin coğrafyamızı işgal ve talan etmeyi amaçlayan kanlı oyunlarının bir parçası olarak, 16 Mart 1988’de Halepçe’de binlerce mazlum insan katliama maruz kaldı. Bugün, insanlığın utanç vesikası olarak tarihin hazin sayfaları arasına eklendi” dedi.
SİVİLLERE SİYANÜR BOMBALARI ATILDI
Helpçe’de kimyasal silahlar kullanıldı, yaklaşık 5 bin kişi katledildi. Ölümden kaçanlar da dağlara kaçarak kurtulmaya çalıştı ancak onların da üzerine siyanür bombaları atıldı. Yaklaşık 15 kişi ise yaralandı. İnsanlık katliamının yaşandığı Halepçe katliamına batı ülkelerinden tepki gelmemesine tepki gösteren Coşkun, “İnsan hakları söylemini dilinden düşürmeyen batılı devletlerden de, böyle olayları önlemek için kurulmuş Birleşmiş Milletler’den de hemen hiçbir tepki gelmemiştir. Sömürge zihniyetiyle birlikte insanlığın da sağır, kör, dilsiz olduğu o gün bu katliam utanç vesikasına dönüşmüştür. Halepçe katliamı, dünyanın gözü önünde, tarihe kara bir leke ve insanlığın utanç sayfası olarak geçmiştir. Katliam haberi gizlenmiş, günlerce bilgi alınamamıştır. Dünya kamuoyu, günler sonra bölgeye intikal eden ‘Sınır Tanımayan Doktorlar’ vasıtasıyla katliamdan haberdar olmuştur. Bu arada çoğunluğu Kürt olmak üzere 500 bin kişi dağları aşarak Türkiye’ye sığınmıştır” dedi.
“VAHŞETİN ETKİLERİ DEVAM EDİYOR”
Halepçe katliamına ilişkin açıklama yapan Coşkun, aynı katliamın etkilerinin bugün de ölümlere sebebiyet verdiğini belirterek, şunları söyledi: “Bu zalimce, vahşice olayın etkileri bölgede hâlâ birçok ölümün sebebi olmaya devam etmektedir. Üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen emperyalist devletlerin tezgâhlayıp uyguladıkları soykırımların vicdanları parçalayan acı hatıraları biraz olsun hafiflemeden, daha ağır, daha sinsi ve daha hain planlarla, bölge insanının kaderi karanlığa mahkûm edilmek istenmektedir. Terör, vekâlet savaşları ve mezhep kavgalarının Irak’ın gençlerini ve geleceğini yemeye devam ediyor olması, ümmet ve insanlık vicdanı adına acılarımıza yeni acılar eklemektedir.”
Coşkun, her türlü zulmü kınadıklarını belirterek, katliamları ve insan hak ihlallerine karşı olduklarını belirtti.
Kaynak: www.urfadegisim.com