İşte Urfastyle.com sitesinde yer alan Dünya tarihinde yer edinmiş 14 en büyük savaşın yer aldığı o savaşlardan Urfa'da yaşandığı ortaya konan savaşla ilgili bölüm.
İnsanlık Tarihinde Önemli Rol Oynamış 14 Antik Dönem Savaşı
Dünyada var olduğumuz günden bu yana geçen süreyi, buradaki diğer tüm canlıların var oluş süresiyle kıyasladığımızda; insan evladının henüz gelişim aşamasındaki, bebek bir tür olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki; tabiri caizse 5-6 yaşındaki çocuklar gibi “ama önce o vurdu, o yüzden vurdum” gibi bahanelerin arkasına sığınarak, çıkarttığımız her savaşta, belki de bu çocuk masumiyetimizi biraz daha kaybediyoruz. Savaşların sonucunda ödediğimiz bedeller de bir o kadar ağır oluyor, özellikle de “hepimizin geleceği” dediğimiz çocuklar için… Bu derece çocuk olduğumuzdan mıdır, bilinmez; elbette tüm ayrıcalıklar da yine çocukların ve çocuk kalanların… Onların zihinlerinde, yüreklerinde bıraktığımız travmaları bir düşününüz. Çok sayıda insanın eline kan bulaşıyor, imparatorluklar, krallıklar, ülkeler yıkılıyor, halklar katlediliyor. Ne uğruna?
Bazı savaşlar var ki; insanlık tarihinde çok önemli roller oynadılar ve günümüze kadar hatırlanmaya devam ettiler. Bazı savaşlar, müthiş efsaneler yarattı ve nesiller boyu anlatıldı… Öyle kahramanlıklara ve aslında öyle travmalara gebeydiler ki, içinde yaşadığımız dünya, onlar yaşanmasaydı, zaten bugünkü halini almayacaktı. Bazı antik kökenli savaşlarda uygulanan taktikler, stratejiler hala geçerliliğini koruyor ve uygulanıyor. Büyük İskender ve Anibal gibi antik dünyanın büyük komutanları, savaş alanında imkansız diye bir şeyin olmadığını, parlak stratejiler ortaya koyarak kanıtladılar. Sonuç olarak; savaşların bitmez tükenmez biçimde devam edegeldiği, fakat bizim bıkıp tükendiğimiz günümüzden bakıldığında, bütün bu antik savaşlar, büyük siyasi ve coğrafi değişiklikler yarattılar. Dünya coğrafyasının, toplumların, bireylerin kaderini değiştirdiler. Sayısız insan öldüğü halde, savaşlar yine de durmadı. Bazıları, münazara ya da en fazla münakaşa gibi insani yöntemlerle çözülebilecek çatışmalar sonucu ortaya çıkmıştı oysa.
Savaşlar daima imparatorlukların, krallıkların, ülkelerin kendi üstünlüklerini, egosal güçlerini ortaya koydukları, bir silah olarak kullanılıyor ve sıklıkla masum insanların canına mal olan, insanlığın en büyük günahı olmaktan öteye gidemiyor. Her ne kadar pek çoğumuz, savaşta kullanılan taktikleri, stratejileri “savaş sanatı” kapsamına alarak, bu uygulamanın haklılığı konusunda bahaneler uydurmaya çalışsak da, savaşmanın hiçbir haklılığı olamaz, elbette gayet refleksif bir tepki olduğunu bildiğimiz meşru müdaafa dışında… Ama onun da meşruluğu, can güvenliğinin sağlanmasıyla sınırlıdır. “Tokat atana diğer yanağımızı dönerek” hasta bir sadistin karşısında, hasta bir mazoşist olmamız da gerekmiyor üstelik. Size vurana vurmayabilir ve her türlü iletişiminizi keserek, gereken mesajı verebilirsiniz. Schopenhauer’in dediği gibi; “Bana yapılan haksızlık, bana hiçbir şekilde haksızlık yapma hakkını vermiyor.” Savaşmak, yalnızca binlerce yıldır tekrarlanan hataları tekrarlamaktır. Savaşmak kakadır, kötüdür çocuklar… Savaşmak çok sıkıcı, fasit, foseptik bir daire… Artık bu kısır döngüden bir zahmet çıkalım, büyüyelim, ama büyüdükçe de küçülelim diyerek; vaka analizi niyetine, ders çıkarabileceğimiz antik dönem savaşlarını sizler için toparladık…
Taraflar: Roma Cumhuriyeti ve Part İmparatorluğu
Roma Liderleri: Marcus Licinius Crassus, Gaius Cassius Longinus
Part Lideri: Spahbod Surena
Tarih: MÖ. 53-6 Mayıs
Kazanan: Part İmparatorluğu
Konum: Carrhae yakınları (bugünkü Harran)-Türkiye
Roma Ordusu: 34,000-44,000 lejyoner (7 lejyon) + 4,000 süvari + 4,000 hafif piyade
Part Ordusu: 9,000 okçu süvari + 1,000 zırhlı süvari + 1,000 yük devesi
Marcus Licinius Crassus, Spartaküs tarafından başlatılan ve Roma’yı derinden sarsan isyanı kanlı bir şekilde bastırır. Fakat savaş sırasında Pompey’in destek kuvvetlerle yetişerek isyancıları imha edişini ve kazanılan zaferi senatoda kendine mal etmesini hazmedemeyen Crassus, rakipleri gibi ün ve servetini çoğaltmak adına, Roma Senatosu’nun onayını almadan Doğu’ya sefer düzenlemeye karar verir. Doğudan gelen en önemli ticaret yollarına hakim olan Part İmparatorluğunu istila etmeyi planlar. Oysa ki, Pompey ile Part kralı Phraates III arasında ticari bir anlaşma imzalanmıştır. Crassus, Roma Cumhuriyeti’nin vasalı olan Ermenistan kralı Artavasdes II’den gelen; Ermenistan’a gelmesi halinde, 16.000 süvari ve 30.000 piyade ile orduya takviye destek sağlama ve Partlara kuzeyden saldırma teklifini reddeder. Hayatının hatası. Crassus ordusuyla birlikte Fırat Nehri’ni geçtiği sırada, önceden Pompey’e hizmet eden, Nebatilerin şefi Ariamnes’in sağlamış olduğu 1.000 kadar atlı okçuyu ordusuna dahil ederek, yoluna devam eder. Fakat Ariamnes, Crassus bölgeye varmadan, Part kralı Orodes II ile anlaşarak ona haber gönderdiği için, Partlar da savaş hazırlığına başlamış. Orodes, Ermeni kralının Crassus’a yaptığı teklifi öğrenince, Ermenileri cezalandırmak için ordusunun büyük bir bölümünü kuzeye gönderir. Spahbod Surena komutası altındaki küçük bir orduyu da Crassus üzerine sefere yollar. Yol boyunca Ariamnes’den Part İmparatorluğu’nun ordusu hakkında, zayıf ve dağınık oldukları gibi yanlış bilgiler alan Crassus, büyük bir zafer kazanacağını düşünerek tedbirsiz davranır. Ordusunu su kaynaklarından uzak ve sıcak çöl bölgesinden ilerletmeye devam eder. Surena komutasındaki ordunun, nerede olduğunu öğrenebilmek için, Ariamnes komutasındaki süvari birliğini keşfe çıkartan Crassus, onlardan bir daha haber alamayınca ihanete uğradığını anlar. Carrhae yakınlarındaki mevkiide, Roma ve Part orduları karşı karşıya gelir. Part ordusunu karşısında gören Crassus, paniğe kapılır. Partlar, savaşı tamamen psikolojik üstünlükle kazanırlar. Romalılar, Partlara karşı aldığı bu yenilgiyle kendilerini aşağılanmış hissederler ve alınan esirler, Part İmparatorluğu’nda kullanılmak üzere, ülkenin çeşitli yerlerine dağıtılır. Kral Orodes bu zaferle birlikte, Ermenistan’a gönderdiği ordusuyla bir kez daha zafer kazanıp ülkeyi işgal ederek kendine bağlar. Ancak Surena’nın az bir kuvvetle büyük bir orduya karşı almış olduğu galibiyet, Kral Orodes’i endişelendirmiş ve ardından Surena’nın da idam edilmesini sağlamış. Ne büyük vefakarlık ve kıymet bilme örneği… Savaşta öldürülen Crassus’un hayatta kalan generallerinden olan Gaius Cassius Longinus, yenilen ordudan geriye kalan 4,000 askerin hayatını kurtarır. Bu savaş Roma Cumhuriyeti’nin sonunu getirirken, Roma İmparatorluğu’nun yükselmesine neden olur.
Not: Diğer Dünya savaşları için www.urfastyle.com sitesine girip okuyabilşrsiniz.
Kaynak: urfastyle.com
Yorumlar
Kalan Karakter: