Röportaj
11 Kasım 2018 - 10:07
"Başarı Tesadüf Değildir"
Cevahir Asuman Yazmacı, 2005 yılından bu güne kadar olan Cevahir Konukevi başarısının hikâyesini Urfa Haber okurları ile paylaştı.
Röportaj
11 Kasım 2018 - 10:07
Cevahir Asuman Yazmacı;“Başarı Tesadüf Değildir”Cevahir Han konukevi işletmecisi, Cevahir Asuman Yazmacı ile başarıya giden yol adı altında güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Cevahir Asuman Yazmacı, 2005 yılından bu güne kadar olan Cevahir Konukevi başarısının hikâyesini siz değerli okurlarımızla paylaştı.2005 yılında bir işletmede almış olduğu kötü hizmet karşısında yetkililerden bir açıklama bekleyen ve aldığı cevap karşısında azim kapılarını sonuna kadar zorlayarak cevahir konukevi hikâyesinin her anının büyük özen ile yazan Cevahir Asuman Yazmacı, 13 yıl içerisinde başarı basamaklarını nasıl dikkat ve özenle tırmandığını anlattı.Yazmacı, kötü hizmetini nedenini sorduğu işletme yetkilisinin kendisine verdiği “Hesabınıza Gelirse” cevabının ardından konukevi ve restoran alanında Şanlıurfa’nın ilk kadın girişimci olma özelliğini taşıyor. Aynı zamanda kendisine yöneltilen başaramazsın, yapamazsın, edemezsin gibi sözlere göğüs gererek çıktığı yolda her şeye rağmen birçok tabuyu yıkarak başarılara ardı ardına imza atmasını “Başarı Tesadüf Değildir” diyerek siz değerli okurlarımıza anlattı. İşte Cevahir Asuman Yazmacı, ile yapmış olduğumuz bir başarı hikayesi başlıklı röportajımız;Bize Sektöre Giriş Hikâyenizi Anlatırmısınız?Cevahir Asuman Yazmacı; “Sektöre girme nedenim yediğim kötü yemek ve aldığım kötü hizmet neden oldu. Daha önce işlettiğim konukevi kamuya ait bir yerdi ve öğretmenevi tarafından işletilmekteydi. O dönemde arkadaşlarım ile yemeğe gitmiştik, yediğim yemek ve aldığım hizmet çok kötüydü.İşletmedeki ilgili arkadaşa neden böyle kötü, ben mahcup oldum arkadaşlarıma diyince o kişi ise işinize gelirse diye tarihi bir cevap verdi bana. Sektörde verilmeyecek tek cevap bu. Çünkü siz bir bedel ödüyorsunuz ve bu bedelinde karşılığını her şekilde almak istiyorsunuz.Benimde işime gelmedi ve o gün Cevahir’in hikâyesini yazmış olduk. Tabi orası kamuya ait bir yerdi. İl özel idaresine aitti. İlk defa şehirde kamuya ait bir yerin özeleşmesine neden olduk ve 2005 Ekim ayında Cevahir’in hikâyesi başladı.2014 Yılı sonuna kadar yaklaşık on yıl boyunca butik otel ve restoran olarak işlettiğimiz mekânda da onuncu yılda ayrıldık. Orda da yine bir ihale süreci yaşandı. O ihalede Allah razı olsun diyorum, birtakım insanlar bize kötülük yapmak isterlerken farkında olmadan büyük bir iyilik yaptılar, çünkü eski Cevahir’in yeri bilenin geldiği görenin gelemeyeceği bir yerdi.Yani görme şansı olmadığı bir yerdi aradaydı, sizi bilenler geliyordu. Biz, ‘Allah sizin şer bildiğiniz hayır, hayır bildiğinizde şer vardır’ ayeti kerimesini bizati yaşayanlardan birisiyim. Buna şükrediyorum on yıllık emeğimiz karşılığında şehre bir marka kazandırdık. Şanlıurfa da bir marka haline geldik.”Cevahir Asuman Yazmacı’nın Misyonu ne?Cevahir Asuman Yazmacı ; “Cevahir, bu gün yalnız Türkiye de değil, uluslar arası boyutta bilinen bir marka, biz on yıl sonra o mekândan çıktık ama çok daha büyük, lokasyonu çok daha güzel daha keyifli bir mekân oluşturduk. Ben şuna yürekten inanıyorum. Herkes kalbinin ekmeğini yiyor. Sizin kalbiniz ve niyetleriniz, güzel ise Cenabı Allah niyetlerinize göre veriyor.Yüce Allah’ın bize şöyle bir misyon yüklediğine inanıyorum, ben 2005’te şehrin ilk kadın girişimcisiydim, binlerce kez şükürler olsun, şehirde Allah bana hep ilkleri yapmayı nasip etti, şehirde han restorasyonunu yapıp, turizme kazandıran ilk kişiyim.Şu anda faaliyet gösterdiğimiz mekan bilindiği gibi mecruh bir yerdi. Tarihte Samsat hanı olarak geçiyor, buranın restorasyonunu kendi öz kaynaklarımız ile hiçbir destek almadan hiçbir devlet desteği dahi almadan kendi öz kaynaklarımla şehre bir han kazandırdık ve örnek bir model oldu bu.Çünkü, kendimde en çok kişiliğimi seviyorum ben, yaptığım her işi de en iyi yapma çabasında olan birisiyim. Yani siz bir modelsiniz, çünkü bir işe girerken herkes bana sen kadınsın bu işe girme yapamaz gider diyorlardı. Fakat ben öyle bir misyon üslendim ki, bunu yapmak ve başarmak zorundaydım. Çünkü ben başaramasaydım, benden sonraki kadınların önünü tıkamış olacaktım ve onlara haksızlık edecektim.Hiç Cesaretinizi Kaybettiniz mi?Cevahir Asuman Yazmacı; “Hayır, Asla yılmadım, 2005 Yılında, bir gazeteci ağabeyimiz, Cevahir’i ilk açtığımızda bir misafir grubu getirmişti ve bana demişti ki, ya ablacığım sen kobaysın, çok üzülmüştüm o zaman yani kobay olmak, evet doğru, tek kadınsınız zorlu bir süreçten geçiyorsunuz, ama aynı gazeteci ağabeyimiz, 2007 yılında tekrar misafirlerini getirip gezdirdiğinde bana söylediği kelime şu oldu, abla sen bir kahramansın.Gerçekten, ben kahraman olduğuma inanıyorum. Bu şehirde, hem kadına bakış açısını değiştirdik, kadınların iş yaşamında olmaları gerektiğine inandım ve kadınları da bu yönde cesaretlendirdim. Şehirde buraya gelen herkes istisnasız, buranın bir kadın işletmeci sahibi olduğunu bilmese de sorduğu zaman bir kadının işletmeci olduğunu öğrenince söyledikleri şey şu oldu bu mekana bir kadın eli değdiği belli. Çünkü kadının bakış açısı farklı ve ben burada hiçbir zaman patron olmadım. Sektöre Bakış Açınız?Cevahir Asuman Yazmacı; “Hep konuk oldum, konuk olmaya da devam edeceğim çünkü, ben bu sektöre, beğenmediğim, bana yapılmasını istemediğim bir davranıştan dolayı girdim ve bu davranışı, ben dahil asla hiçbir kimseye yapılmasına izin vermeyeceğim. Yani, han girişinde de bir sloganımız var, cevahirde müşteri yok, misafir var, garson yok ev sahibi var.Garson arkadaşlarıma hep şunu söylüyorum, evinize gelen en sevdiğiniz misafirinizi nasıl ağırlıyorsanız, buraya gelen misafirlerimizi de evinize gelen en çok sevdiğiniz misafirleriniz gibi ağırlayacaksınız.Evet, biz burada ticari bir işletmeyiz, doğru, ama sonuç itibariyle insanları da kendi evlerindeymiş gibi ağırlamak zorundayız. O zaman iz bırakacağız ve bu bizim kültürümüzde var. Şanlıurfa da Hazreti İbrahim’in kenti, cömertliğin sembolü, misafirperverliğin sembolü, doğru ve bu kültürümüzü insanlara da yansıtmak zorundayız. Bu bakış açısıyla çalışıyoruz. Yemediğim hiçbir şeyi asla hiçbir misafirimize yedirmedim. Beğenmediğim hiçbir şeyi, ne pahasına olursa olsun, misafirlerimize sunmuyoruz. Çünkü bizim için insan, bir kaynak değil, insan bir kıymettir. Böyle baktığınız zaman başarıyı yakalıyorsunuz.”Para Kazanmak mı? Dost Kazanmak mı?Cevahir Asuman Yazmacı; “Her şey para kazanmak değildir. Cevahir Asuman Yazmacı, 13 yıldan beri sektörün içerisinde ve bakış açısında şu var, bize bir kişi geliyorsa, 5 kişide geri dönmeli. Fakat bir gelen bir daha gelmiyorsa bu bizim için büyük bir sorundur.Onu yakaladığınız zaman başarı oluyor, Allah’a binlerce şükürler olsun, bunu yakaladığımıza inanıyorum. Elbette ki zaman zaman aksaklıklar eksiklikler oluyor çünkü insan gücü ile çalışıyorsunuz. Ya da işte evinizde bile bir yemeği yaparken bazen aynı kıvamı tutturamaya biliyorsunuz. Olabilecek şeyler. Ama biz bunun hepsini, en minimum şekliyle çözmeye çalışıyoruz. En önemli unsur, gelen konukların, bizden memnun ayrılmaları, bu bize de büyük keyif veriyor.”Cevahir Asuman Yazmacı Kimdir?Cevahir Asuman Yazmacı; “Ben Cevahir Asuman Yazmacı, Viranşehirliyim aslen, bende feodal yapıdan bir ailenin ferdiyim. Bu sektöre girdiğimde kendi ailemden de amcam da başka bir sektöre girseydin keşke zor bir sektör diye bir serzenişte bulunmuştu. Bende amcama şunu söylemiştim, ne zaman senden yardım istersem o zaman bunu konuşalım. Allah’a binlerce kere şükürler olsun, yardım istemedim. Şu anlamda söylüyorum şunu, erkek egemenliğindeki bir yerde kadınsınız.İşte zaman zaman sıkıntılı konuklarımız da olabilir burada ama ben 13 yıldır, binlerce defa şükürler olsun hiçbir sıkıntı yaşamadım bu şehirde ve işletmemizde. Bu sizin duruşunuz ile ilgili, siz eğer dik durabiliyorsanız, kararlı adımlar atıyorsanız, insanlara bir mesaj verebiliyorsanız, zaten hiçbir sıkıntı yaşamanız mümkün değil.Ben kendimde en çok kişiliğimi seviyorum. Omurgalı olmak benim hayat felsefem. Dik durmadan diklenmek ise hayatımdaki mihenk taşı. Bir insan ne olursa olsun omurgalı olmalı. Hayatımdaki başarıyı, ben buna borçluyum. Diklenmeden dik durmak, özellikle altını çizerek söylüyorum dik durmak çok önemli, ama diklenmeden dik duracaksınız. Neye nasıl duracağınızı bilmeniz gerekiyor. Bu nedenle erkek egemen bir sektörde kadın olmanın zorluğunu yaşadınız mı diye soran çok oluyor bana, yaşamadım. Çünkü ben duracağım noktayı biliyorum, nasıl davranacağımı biliyorum ve etrafımı çok iyi görüyorum.Bulunduğunuz Sektörde genellikle erkek Egemen, Kadın Olarak Zorlandınız mı?Cevahir Asuman Yazmacı; “Sektörün içerisindeki insanların hepsi erkek, burada şöyle bir bakış açım var, ben çalışma arkadaşlarımın hepsini, şunu söyleyeyim öncelikle biz bir aileyiz, ama işte ailede kurallar vardır, sınırlarımı kimsenin aşmasına izin vermiyorum ve bu geminin hepimiz içindekiler olarak, bu gemiye sahip çıkmak zorundayız. Beni isterseniz bir ablanız olarak görün isterseniz bacınız, isterseniz kardeşiniz beni bir patron olarak görmelerini bende hiçbir zaman istemiyorum çünkü onlara aynı mesafedeyim. Hayatta herkesin eşit olduğuna inanıyorum. Kimsenin kimseden üstün bir tarafı yok, çünkü üstünlük sadece takva da olduğuna inanıyorum. Biz bu birlikteliğimizi ve başarımızı birbirimize olan saygı ve sevgi ölçülerinde başarıyoruz. O konuda da bir sıkıntı yaşamadım.Ailenize Zaman Ayırabiliyor Musunuz?Cevahir Asuman Yazmacı; “Aileme ayıracak zaman var mı? Çok güzel bir soru bu aslında, sektörün en zor taraflarından birisi de kendinize ve ailenize ayıracak çok vaktiniz yok. Ben mesela ailemi yeğenlerimi, ablalarımı haftada bir ya görüyorum, ya da göremiyorum. Giriş saatiniz aşağı yukarı belli bu sektörde ama çıkış saatiniz belli değil. Bende işine son derece âşık, işini seven birisi olarak, kendimi öteliyorum. Bundan memnunum seviyorum, çünkü işimi seviyorum.Dediğim gibi şehirde bir farkındalık oluşturduk. Hem hizmet anlamında bir farkındalık oluşturduk, gelen misafirlerimizin memnuniyeti anlamında bir farkındalık oluşturduk. Bu nedenle özel hayatım pek yok, kendime ayırabileceğim zamanım pek yok. Eskiden haftada bir kitap okuyordum, şimdi ayda bir kitap okuyamıyorum. Bu da kendimi çok ötelediğimin göstergesi, fakat sektörün maalesef zor tarafı da bu.Aynı zamanda bu zorlukların yanında çok ta sektörümüz keyifli bir sektör aslında, çünkü inanılmaz bir çevreniz oluyor. Ben bunu hep söylüyorum dünyanın en iyi profesörü olsaydım, bu kadar insan tanıma şansım olmazdı. Gerçekten çok güzel bir sosyal çevrem var. Çok iyi dostlarım var. Cevahir’in bana kazandırdıkları var. Paranın ötesinde çok güzel insanlar kazandım.”
İlginizi Çekebilir