Yeni yılla yeni umutlar yeşeriyor.Siyaset sahnesinde performans sergileyenler ,henüz sahne tozu yutmakta olanlar, sahneye çıkmak için canhıraş çalışanlar da yeni yıla elbette yepyeni umutlularla girdiler. Peki ya sade vatandaş? Sade vatandaşlar,sokakta esnaflar , çarşı pazar dolaşanlar, devlet dairesinde çalışanlar , özel sektörde tutunanlar, askerlik yapanlar, çocuklar, yaşlılar yani aslında hepimiz tuhaf bir girdabın kıskacındayız. Ateş pahası fiyatlar, cep delik cepken delik durumlar , çıldıran enflasyonlar ve tüm bunların karşılığında ne var ? Tüm bunların hemen karşısında yüzde dörtlerde zamlar , yazılıp çizilen insanları anlık gülümsettikten hemen sonra belirsizlik ve anti realistlikleriyle bambaşka bir umutsuzluğa sürükleyen yüz günlük eylem planları, siyasi ağızlardan hayalvari açıklamalar var.
Sanıyorum marttaki seçimler sebebiyle yüzler güler ,cepler ısınır diye düşündü herkes. Ki insanlar gayet haklı çünkü biz bu memlekette seçim uğrunda neler gördük,neler duyduk ...
Ancak rüzgar öyle ters esiyor ki bu mevsim başımıza gelenler pek bir tatsız.Hatırlarsanız önce rahip krizi ,sonra doların ateşi , sonra tren kazası , sonra kar boran felaketleri derken şimdi de kapıda savaş ... Yani hükümete de hak vermek gerek .Böyle bir tabloyla yeni bir seçim virajına girmek her babayiğidin harcı değil pek tabi. Hatta hükümetimizin asgari ücretteki iyileştirmesine sevinecekken ,aklıma diyelim ki alabildik ,aldığımız ekmeği muhafaza edeceğimiz poşet bile artık paralı olduğu geliyor.Meyvenin kilosu,ekmeğin tanesi , ayakkabının parası ve çalışan ya da emeklinin maaşı ise ortada. İşsizliği ne siz sorun ne de ben söyleyeyim . Vaatler ,ittifaklar ,adaylarsa bambaşka bir cephede yaşamakta.
İşte Sayın Seçmen oy vermeye giderken bütün bunları ,aklını ,hafızanı ,vicdanını da beraberinde götürmeyi unutma.Beraberinde götür ki yarın çoluk çocuğunun yüzüne bakarak ben adil bir seçim yaptım diyebil.