Yanlışın en ağır olanı, doğru insana yapılandır.
Bu, her şeyden evvel, Allah"ın gücüne gider...
Dönüp bir bakalım: Doğru insana yanlış yapanların neredeyse tamamı, milletin gönlünde tutunamamış ve silinip gitmişlerdir...
İhtirasları, bir şey olmalarını engellemiştir...
Düzenleri bozulmuş, bereketleri kaçmıştır...
İlahi adalet...
Büyük haksızlıklar karşısındaki tavrım bellidir...
Bir kenara yazarım susarım....
Benim bu suskunluğum,sizi yanıltır...
Unuttu sanırsınız...
Unutmam..
İlk fırsatta, kıymetli bir tercih olarak, duruşumu / bakışımı gösteririm..
Evet, hata yapmak, insanın masumiyetini zedelemez...
Fakat yanlışta ısrar etmek, nasihate ve telkine kalbini kapatmak, muhasebeden kaçınmak, bizi iyi bir yere götürmez...
Kendisi gibi olmayana tahammül göstermemek, ona hayat hakkı tanımamak da öyle...
Denilmiştir ki, insaf, dinin yarısıdır.
"Eşyayı dahi incitme" diyen bir medeniyetin mensuplarıyız. Su içtikleri bardağı öpen Mevlevileri düşünün. Ormana girerken, genç ağaçları korkutmamak için baltanın sapını bezle saran Tahtacıları...
Şimdi ise birbirlerinin küçük bir hatasını bekleyen ne çok insan var...
Dolayısıyla, ne çok acı...
Hayatlarımız, ağır tahrik altında...
Misal: Terbiyeli bir insana sürekli "terbiyesiz" derseniz, sonunda dayanamaz ve bir şey söyler. Sonra da siz, bunu, "bakın, ben demiştim" diye kullanmaya başlarsınız. Bilmem anlatabiliyor muyum?..
Önce öfkelendirir, hemen ardından da "çok öfkeli" deyip sükûnete davet ederler...
Bakınız Süleyman Çobanoğlu Ne diyor,artan artar, eksilen eksilir; lakin insan, hep bir tartıdan ibaret kalır" diyor...
Görünen, anlaşılan o ki, terazimiz bozuldu, bozuluyor. Çünkü yaptıklarının neye karşılık geldiğini bilmeyenlerin sayısı hızla artıyor...
Emeğe ve ekmeğe hürmet etmeyenlerin. Milletin iradesini hor gören insanlara
Diyorum ki, insaf, insanın tamamıdır.