21 Ağustos'ta Diyarbakır'ın merkez Bağlar İlçesi’ne bağlı 445 nüfuslu Tavşantepe Mahallesi’nden bir kayıp haberi geldi. Kayıp ihbarını yapan Güran ailesi idi. Aile, 8 yaşındaki kızları Narin Güran’ınkaybolduğunu güvenlik güçlerine haber verdi. 19 gün boyunca güvenlik güçleri ile birlikte neredeyse Tavşantepe’nin tamamı arama çalışmalarına katıldı.
Sonra öğrendik-ki 8 yaşındaki Narin Güran’akıyanlar en yakınları imiş. Günler geçtikçe amca, anne, ağabey ve komşuları cinayetin birinci derecede failleri çıktı. Sadece bu mu? Hayır… Minik Narin’i katledenler bir de cesedine acımasızca-insafsızca eziyet etmişler.
Bununla kalsa iyi, devamı da var. Güvenlik güçleri eksik soruşturma yürütmüş, ailenin yönlendirmelerine inanmış, siyasi bağlantılar ortaya çıkmış, en önemli delil olan kamera görüntülerini dosyaya konulmamış. Eğer doğru ise en çarpıcı olanı güvenlik güçleri, Narin’i bulmak için hacıya-hocaya gitmiş.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 24 şüpheliden amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi ile diğer şüpheliler ise tutuksuz yargılanıyor.
Diyarbakır 8’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama başladı. Duruşmaya, siyasiler, birçok baro başkanı, sivil toplum örgütü temsilcileri, sanatçılar katıldı. 3 Gün boyunca sanıklar ile onlarca kişi dinlendi. Sayfalarca ifade kayda geçti. Mahkeme heyeti ile avukatlar, çapraz sorular ile şüphelere cevap aradı. Zaman zaman tansiyon yükseldi. Baba Arif Güran, bazı sözler karşısında fenalaşarak hastaneye kaldırıldı.
Bu ilk duruşma sürecinde sanık ve tanıklardan en fazla duyduğumuz söz, ‘HATIRLAMIYORUM, BİLMİYORUM, GÖRMEDİM, YEMİN EDERİM’ oldu. Oysa kamuoyunda Tavşantepe'deyaşayan 445 nüfusun tamamının, cinayetin nasıl ve kimler tarafından işlendiğini bildiğine yönelik bir inanç hâkim. Tavşantepeliler, organize bir şekilde ketum davranıyor, konuşmuyor veya soruları geçiştiriyor.
Ya öyle ise cinayeti kim ve kimler işledi. Tavşantepe’nin dışından birilerinin işlemediği kesin. O zaman katil veya katiller kim? Bu sorunun cevabını ben kendimce buldum. Kafamdaki senaryoyu size anlatayım.
-8 Yaşındaki Narin eve geldi. Annesinin, ağabeylerinin, akrabalarının, komşularının yaşantısından ve gördüklerinden bıktı-usandı.
-Küçük bedenin bu yükle taşıyamayacağını anladı. Kendini öldürmeye karar verdi. Kimsenin evde olmadığı bir sırada odada boğazını sıkarak ağzından köpük ata ata can verdi. DNA’sı eline bulaştı.
-Sonra bir battaniyeye cesedini sardı.
-Ahıra giderek kendini bir çuvala koydu. Dışarıda kalan ayağını kopardı. Terliklerini de çuvala yerleştirdi.
-Daha sonra bir taksi çevirdi. EğertutmazDeresi’nin kıyısına geldi. Biraz su sesini dinledi. Sonra dere yatağındaki bir ağacın altına cesedini yerleştirip üzerine taş koydu. Üzerindeki delilleri su ile birlikte yok etti.
-19 gün güvenlik güçlerini yanlış yönlendirdi. Tüm telefon kayıtlarını, yazışmaları, kamera görüntülerini yok etti. Tavşantepeleri, mahkemede ‘HATIRLAMIYORUM, BİLMİYORUM, GÖRMEDİM, YEMİN EDERİM’ demeleri konusunda sıkı sıkıya tembih etti.
-Sonra kendisini bulmalarını sağladı ve köyün dışındaki mezara defnedildi.
Sanıklara-tanıklara soruyorum; böyle mi oldu, böyle mi kabul edelim, hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Gerçekten, HATIRLAMIYOR MUSUNUZ?
Gerçekten BİLMİYOR MUSUNUZ?
Gerçekten GÖRMEDİNİZ Mi?
Gerçekten Allahtan korkarak mı YEMİN EDİYORSUNUZ?
Madem inançlısınız, madem Allah’tan korkuyor ve onun adına yemin ediyorsunuz. Neden bildiklerinizi söylemiyorsunuz? Neden gizliyorsunuz? Bu nasıl bir vicdansızlıktır? Elbirliğiyle katlettiğiniz Narin'in, mezarında rahat uyumasını sağlayın. Köyden her çıkıp-geri döndüğünüzde yol üzerindeki mezarı görüp nasıl yaşamınıza devam edeceksiniz?
Ama ismine yemin ettiğiniz Allah her şeyi gördü ve biliyor? Onun mahkemesinden nasıl kurtulacaksınız? Mahşer gününde nasıl hesap vereceksiniz?
HATIRLAYANLAR, BİLENLER, GÖRENLER ve YEMİN EDENLER size söylüyorum; sustuğunuz sürece, gerçeği gizlediğiniz sürece, cehennemin dibinde yeriniz hazır olacaktır. Bilin istedim.
Sevgiyle kalın.