Acaba her şeyi zamana mı bırakmalarıyız?
Zaman her şeyin ilacımıdır? ‘Zamana bırakalım, zamanı gelince bakarız’ anlayışı ise teslimiyetin, vazgeçmenin başka ifade ile yılgınlığın adı anlamına gelmez mi?
Zaman su gibi akıyor. Zamanı verimli faydalı ve yerli yerinde yönetemeyenler, kendi beceriksizliklerini gizlemek için her şeyi olmasa bile, bir kısım şeyleri zamana bırakırlar.
Olayları döneminde değerlendirmeli, elbette geçmişten ders alınmalı, ama asla meçhul üzerine hesap yapılmamalıdır.
Gaybı bilen sadece Allah’tır.
Bilinmeyenler ve belirsizlik üzerine hesap yapılamaz.
“Zamana bırak” telkini doğru değildir.
Yarınları kimin göreceği de belli değildir.
Yarınlar, olayın önem derecesine göre, bazen çok uzak, bazen çok yakındır.
“Yarın olsun bakarız” anlayışı sorun ve sıkıntıları ötelemek ve geçiştirmeye çalışmak anlamında kullanılır ise bir fayda vermez o halde bulduğumuzla yetinmeli, gördüğümüzle değerlendirmeli, zamanında karar vermeliyiz.
“Zamana bırakmak” anlayışı bir “Sabır “ eylemi değildir.
Sabır, farklıdır. Sabretmek, İslam inancının bir kuralıdır. Sabır; îtidâli muhâfaza etme, tahammül gösterme, acıya katlanma, göğüs germe, sıkıntı ve meşakkatlere karşı soğukkanlılıkla mukâvemet etme, aklın ve dînin gösterdiği yolda sebât etme mânâlarına gelir.
Zamana bırakmak ise eğer bir çaba göstermek çözüm üretmek ve katkı sağlamak amacı gütmüyor ise faydasızdır. Bilindiği üzere iki günü bir olan ziyandadır. Ömür sermeyesi az yapılacak işler çok olduğu için zamanımızı lüzumsuz boş ve hali şeyler ile tüketmememiz gerekir.
Bu nedenle zaman iyi yönetilmelidir. Zamana sahip çıkılmalıdır. Öyle ki bu mübarek Ramazan Ayında bolca okumak tefekkür etmek iyilik ve güzellikler ile meşgul olmak son derece önem arz etmektedir. Üstat Necip Fazıl’ın ifadesi ile “Zaman bendedir ve mekân bana emanettir” anlayışı geliştirilmelidir.
“Zamana bırakmak” söylemi manasına uygun şekilde söylenmez ise bir tedbir değil, bana göre vazgeçmektir, korkmaktır, yılgınlıktır.
Yirmi birinci yüzyılda zaman yönetimi, o kadar bir önem arz etmiştir ki, bana göre bir yönetim sistemi haline getirilmeli belki de okullarda ve kurumlarda öğretilmelidir.
Unutulmamalıdır ki
Zamanı verimli yönetemeyenler geçmişten elem ve keşke ler ile ahı vah ederler.
Zamana bırakanlar, zaman tünelinde sonsuza dek yuvarlanıp giderler
Zamana hakim olmak gerek, mahkum değil. Unutmayalım, mekân bize emanettir ve zaman bizim değildir. Zaman bizim zamanımız olabilir, ama zamana sahip değiliz, zamanla ebediyete yol alacağız
Haydi o zaman, zamana sahip çıkalım bu zaman...
tebrikler Ahmet bey yazılarınızın devamını dilerim. başarılar