Değerli Okuyucularım,
Sizler de takdir edersiniz ki, kısa yazılar şiir gibidir. Bu kısa yazıları da çok şiir kitabı okumuş olanlar, yazılanları anlayabilir, yorumlayabilir. Gerçek okuyucular ise uzun soluklu yazıları okurlar ve tüm anlamıyla, tüm değerler bütünüyle yazıyı çözümleyebilirler. Bugünkü köşe yazımızda, uzun bir anlatıma yer vereceğim. Bu sabır ve mantıkla yazıyı okumanızı diliyorum.
Malumunuz, son günlerde özellikle Şanlıurfa siyasi kulislerinde, ulusal medyada, sosyal medyada ve sokakta sıkça konuşulan bir konu var: Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar’ın AK Parti’ye geçip geçmeyeceği şeklindeki iddialarla söylemler. Her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki bu söylentiler, Gülpınar'ın siyasi hamlelerinin ardındaki stratejik zekâyı göz ardı edilerek dillendiriliyor. Çünkü yaklaşık 40 yıldır (siyasi geçmişi öncesinden bugüne) tanıdığım Gülpınar, siyasetteki adımlarını tıpkı bir usta satranç oyuncusu gibi dikkatle ve stratejik olarak adımlarını atabilen ender siyasi bir figürdür.
Malumunuz, Mehmet Kasım Gülpınar, 2024 yılı Mart ayında yapılan yerel seçimlerde, halkın büyük desteğiyle Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Mehmet Kasım Gülpınar ve Gülpınar ailesi, dürüstlüğü ve şaibesiz duruşuyla Şanlıurfa siyasetinin önde gelen ender figürlerinden biri olarak tanınıyor. Babası Eyüp Cenap Gülpınar da Türkiye siyasetinde aynı dürüstlük anlayışıyla bilinen ve bu özelliğiyle toplumun takdirini güvenini kazanmış ve arkasından bu konuda örnek iz bırakmış önemli siyasi bir şahsiyettir.
Bilindiği gibi, Mehmet Kasım Gülpınar, tüm ikna çaba ve tekliflere rağmen AK Parti’den ayrılarak Yeniden Refah Partisi’nden aday olmuştu. AK Parti’de çoğu siyasetçinin hayallerini süsleyen imkân ve yetkilere sahip olduğu halde, AK Parti’nin en önemli kurmaylarının tekliflerine rağmen, halkın beklentisini, çağrısını dikkate alarak AK Parti'den istifa etmişti. Ancak, bu istifanın ardında sadece bir partiden ayrılmak, büyükşehir belediye başkanı olma arzusu değil, halkın sesine kulak verme ve Şanlıurfa için en iyi hizmeti sunma kararlılığı yatıyordu. Gülpınar, zaten AK Parti’nin Genel Başkan Danışmanı olarak, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan daha üst düzeyde bir konumdaydı. Dolayısıyla, onun AK Parti’ye geçeceği yönündeki iddialar, bazı çevrelerce stratejik bir hamle olarak değerlendirilse de, bu iddialar tanıdığım Gülpınar’ın satranç tahtasındaki ustalığını tam olarak yansıtmıyor.
Göreve geldiği ilk günden itibaren, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nde, halkın kabul etmediği liyakatsizlikler ve savurganlıkların önüne geçmeye çalışmış ve önceki yönetimden kalan 11 milyar liralık borcu bertaraf etmeye yönelik radikal adımları, kısa sürede hayata geçirmeye başlamıştır. Zaten tarafsız ve vicdani olarak bakıldığında Gülpınar’ın, Urfa’yı Türkiye’nin ve dünyanın en güzel şehirleri arasına sokabilmek için mücadele ettiğini herkes görecektir. Zira onun bu yaklaşımı Türkiye tarımının başkenti konumu, Göbeklitepe, Harran, Balıklıgöl gibi tarihi ve dini değerlerle dünya çapında tanınan bu kadim şehri, modern bir dünya şehri haline getirme amacını gütmesi gayet normal ve dikkate değer bir anlayıştır.
Başkan Gülpınar’ın istifa öncesinde AK Parti’de uzun yıllar görev yaptığı dönemde Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’yi temsil eden görevler üstlenmiş bir siyasetçi olarak, Avrupa siyasetinin yanısıra siyasetçileri ile yakın ilişkilerini ve bu tecrübesini Şanlıurfa’ya katkı sağlamak için başkan seçildikten sonra da sürdürmeye devam ediyor.
Gülpınar’ın sahip olduğu misyonu ve donanımıyla Şanlıurfa siyasetine kazandırdığı çıtayı göz ardı etmemek lazım. Çünkü özellikle onun akademik kariyeri, eğitimi ve yedi dili ana dili gibi konuşmasıyla, günübirlik projeler ve hizmetler değil uzun soluklu kalıcı proje hizmet anlayışında bu farklılık daha da belirginleşiyor. Bu özellikler şimdiden gelecekte, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olacak kimseler için yüksek bir standart oluşturmuş durumda. Donanımlı ve yetkin olmayan kişilerin bu makama talip olmalarının önünde büyük bir engel olarak şimdiden aşılması zor bir denklem olarak duracak.
Şimdi gelelim AK Parti’ye geçişi ile ortalıkta dolaşan iddialara…
Varsayalım Gülpınar’a iktidar partisinden bir teklif geldi. Bu teklifin de bakanlık olduğunu varsayalım (bu teklifin ancak bakanlık düzeyinde olacağını düşünmek yanlış olmaz). Böyle bir durumda Gülpınar, Şanlıurfa’ya daha büyük katkılar sunma şansı elde eder ve bu, ona karşı yapılan eleştirilerin aksine, Urfa’ya ihanet değil, büyük bir hizmet etme olarak değerlendirilmelidir. Zira böyle bir görev Urfa’lı olmayan siyasi figürlerin Urfa’nın kaderini belirleme yapay abiliklerinin de önüne geçecektir.…
Son günlerde, Gülpınar’ın seçilmesiyle birlikte Gülpınar’dan bekledikleri maddi ve manevi rantları elde edemeyen, bu rantları kesilen belli kesimlerin ve seçimi kaybetmiş olan büyükşehir eski vasat kalibreli belediye başkanının etrafındaki liyakatsiz ve vasat oldukları için görevden uzaklaştırılan, kişilerin çıkardığı eleştirileri, sanılanın aksine aslında onun gücüne güç katmaktadır. Bu operasyonlarla Mehmet Kasım Gülpınar, bu yıpratma çabalarının tam tersine daha da güçlenmektedir..
Gülpınar, geçtiğimiz günlerde basına ve kamuoyuna yaptığı açıklamada, AK Parti ile görüştüğünü, ancak geçişle ilgili henüz somut bir adım atılmadığını ve halkın talebi doğrultusunda hareket edeceğini, halk nasıl isterse o kararın verileceğini belirtmişti. Olması gereken de buydu. Çünkü halkın talebine duyarsız kalmamış, çok büyük riskler alarak sahaya inmiş, herkesin oyunu alarak iktidarın tüm gücüne karşılık zafer ipini göğüslemişti. Ve her platformda bu başarının mimarının Şanlıurfa halkının kendisine duydukları güvenin olduğunun altını çizmiş, dile getirmişti. Dolayısıyla da halkın talebine göre refleks göstermesi, halkın beklentileri doğrultusunda adım atması kararını ona göre vermesi gayet doğaldı.
Benim (40 yıldır) tanıdığım Mehmet Kasım Gülpınar, sadece iktidar partisinin bir belediye başkanı olarak anılmak için böyle bir adım atmaz. Onun siyasetteki hamleleri, duygusallıktan uzak, satranç ustalarının kullandığı stratejik bir zekânın ürünüdür ve bu nedenle sokakta, siyasi kulislerde, sosyal ve ana akım medyadaki iddiaların aksine önümüzdeki bu süreçte AK Parti’ye geçiş yapacağına şuan için inanmıyorum.
Her ne kadar kamuoyunda Gülpınar’la ilgili AK Parti’ye geçeceği iddiaları havada uçuşsa da burada önemli bir detayı da göz ardı etmemek lazım. Diyelim ki Gülpınar AK Parti’den gelen teklifi kabul etti ve başkanlık görevini bıraktı. Kanunen ve teknik olarak yerine gelecek başkanı Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Meclisi üyeleri seçecek. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Meclisi’ne bakıldığında da en fazla sandalyeye DEM Parti’nin sahip olduğu görülecektir. Bu da Gerek AK Parti’nin, gerekse Yeniden Refah’ın hesap ve aritmetiğini zora sokacak belki de yerel seçimde sandıktan Büyükşehir için zaferle çıkmayan, ilçelerde çoğunluğu alan DEM Parti’nin kendi içinden belirlediği figür Büyükşehir Belediye Başkanı seçilecektir…
Kısacası tüm yaşanılan süreci ve denklemleri üst üste koyduğumuzda, daha Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinin üzerinden 5 ay gibi kısa bir süre geçen Urfa Siyasetinin yeni (usta) satranççısı Mehmet Kasım Gülpınar’ın, Şanlıurfa’da halkın desteğiyle stratejik hamlelerini sürdürmeye çalıştığı ortadadır. Öte yandan yine ifade etmek gerekirse Şanlıurfa’nın belediyecilik tarihindeki en vasat eski büyükşehir belediye başkanı Zeynel Abidin Beyazgül ve avenesinin özellikle sosyal medya üzerinden ucuz muhalefet içerikli yıpratma amaçlı salvolarına rağmen radikal samimi hizmet anlayışına ödün vermeden devam etmesi ap ayrı bir yazı konusudur.
Sonuç olarak, Gülpınar’ın AK Parti’ye geçmemesinin altında yatan en önemli detay ona güvenip oy veren tüm seçmenleri sevindirirken, geçişi durumunda ondan boşalan başkanlık koltuğuna geçme planları yapanları üzdüğüdür. Şöyle ki Ankara’da AK Parti Genel Merkezi, İstanbul ve Beştepe eksenli kulis çalışmaları yapan başta Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat en çok üzülecektir. Bunun yanında büyükşehirden geçmiş dönemde istediği atı oynatarak nemalanan Gülpınar’la birlikte rantı kesilen çevreler üzülecek. Gülpınar’ın geçmesi durumunda YRP’nin Gülpınar’ın yerine gelmesini istediği Nihat Çiftçi ile onun yerine gelme plan ve çalışması yürüten AK Parti’nin, MHP’nin yanı sıra muhalefette olan diğer birçok ilçe belediye başkanının üzülmesine yol açacağı da aşikârdır…
Yazımızın başında da dediğimiz gibi 21. Yüz yılın ilk çeyreğinde Urfa Siyasetinin Yeni Usta Satranççısı: Mehmet Kasım Gülpınar’ın olduğudur. Gülpınar’ın herkesi şaşırtan bu satranç ustası hamleleri gibi stratejisine devam edeceği ve Urfa siyasetine, siyasi tarihine damga vuracağı görünüyor…
Yavaş yavaş yazımızın sonun geldiğimizde ise her şeyden öte tüm bu gelişmelerin ışığında gerçek kazanın yelpazenin tüm renklerini kendi içinde barındıran Şanlıurfa ve Şanlıurfa halkının olması dileği ile…
Hayatı doğruları ve Urfa’yı çıkarsız yürekten seven herkese saygılarla