Geçen hafta İstanbul açıklarında 5.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Türkiye deprem kuşağında yer alan bir ülke ve İstanbul’da Türkiye’nin en büyük metropol kentidir. Bu kentte, tarih de birçok büyük deprem meydana geldi. Şimdi de ‘Büyük İstanbul Depremi’ bekleniyor. Yani İstanbul’da deprem olması bir sürpriz değil, bir olgudur.
Tüm bunlar göz önünde bulundurularak, İstanbul'daki her yapı, deprem gerçeğine göre inşa edilmeliydi. Sadece yapılar değil, İstanbul’un tamamı olası büyük bir depreme göre yapılmalıydı. Bunlar sadece İstanbul için de geçerli değil. Ülke genelinde yani tüm şehirlerimiz, ilçelerimiz hatta köylerimiz dahi büyük depremlere dayanıklı şekilde planlanmalıdır.
Malumumuz ülkemiz deprem kuşağında bulunuyor.
Bunun için depremden korkmak yerine, depremden nasıl korunuruz?
Nasıl en az meddi ve manevi zararla atlatırız gibi konularda kafa yormamız gerekiyor.
Bu tamamen devletin ödevi ve vatandaşlarını yaşadığı coğrafyaya göre eğitmek onun sorumluluğundadır.
İstanbul açıklarından meydana gelen depremde bir kez daha gördük ki;
Ne yapılarımız,
Ne ulaşımımız,
Ne toplanma alanlarımız,
Ne kurumlarımız,
En önemlisi de insanımızın yeterli bilgisi yok ve ‘Büyük İstanbul Depremine’ hazır değiliz.
Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak yahut da en aza indirmek bazı önlemlerle mümkün. Her şeyin başı tabi ki eğitim. Öncelikle Mimarlık-Mühendislik fakültelerimize depremle ilgili dersler konula bilinir. Bu eğitimlerde Mimar-Mühendislerimize kötü inşa ettikleri bir yapının nasıl soncular doğuracağını göstermemiz gerekiyor.
Kurumlarımız hem fiziki, hem de çalışanları olarak deprem konusunda tamam donanımlı olmalıdır.
İnsanlarımızı da deprem konusunda eğitmeliyiz. Olası bir depremde nasıl davranmaları gerektiğini öyle ağlayarak, dövünerek, bayılarak depremden korunmalarının mümkün olmayacağını, soğuk kanlı, empati yeteneği güçlü, deprem hakkında bilgili olurlarsa önce kendilerine, sonra başkalarına yardımcı olabileceklerini öğretmeliyiz.
Dedik ya her şeyin başı eğitim. O nedenle ilköğretimden başlanarak, tüm eğitim hayatımız boyunca depremde nasıl davranmamız gerektiği konusunda dersler verilmelidir. İşte ancak o zaman büyük can ve mal kayıpları yaşanmaz.
Bu arada önümüzde Japonya örneği bulunmaktadır. Bu örnekten çok iyi faydalanmalıyız. O zaman depreme hazırlıklı konuma geliriz.