Şanlıurfa'nın Kısas köyünde doğup, büyüyen ve hayatının büyük bir bölümünü bağlamaya veren Halk Ozanı Mehmet Acet, muhabirimizin sorularını yanıtladı.İşte siz değerli okuyucularımıza Mehmet Acet ile gerçekleştirdiğimiz o röportaj;Bize kendinizi tanıtır mısınız?Ben Mehmet Acet, mahlasım Aşık Sefai. Şanlıurfa'nın Kısas köyündenim. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Korosu, Türk Halk Müziğinde ses sanatçısı olarak görev yapmaktayım ve aynı zamanda halk ozanıyım. İlkokulu Kısas’ta bitirdim benim zamanımda ortaokul ve lise yoktu ama şimdi hepsi var burada. Şehre de gidip ev tutup da okuyamadım. Çiftçilikle, çobanlıkla uğraştım bağlama hevesi içimde hep vardı. 18 yaşımda şiir yazmaya başladım. 1973 yılında Hacı Bektaş Veli Anma Törenlerinde Sefai mahlasını Feyzullah Ulusoy Çelebiden aldım. 1974’de askere gittim iki yıl askerlik yaptım. 1978 yılında Almanya’ya turist olarak gittim bir sene kaldım iş bulamayınca geri döndüm. Hacı Bektaş Veli törenlerinde Arif SAĞ ile tanıştım bir kaset çalışmam oldu. Kaseti çalıştık ama nedense o kaset çıkmadı. Türk Halk Müziği Ankara Koro Şefi Mehmet ÖZBEK derlemeler yaptı TRT repertuarına eserlerimiz geçti. O da diyordu ki ben bir Urfalı olarak Kısas’ı geç tanıdım ona üzülüyorum. Bu kasetlerden sonra çeşitli yayın organlarında şiirlerim yayımlandı.Aşık olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?Bizde usta-çırak ilişkisi ile başladı bunlar. Kısas'ta biz Cem evinden çocukluk yaşlarımda Alevi toplumunda büyüdüğüm için usta-çırak ilişkileri içerisinde ustalarımdan dinleyerek, icra ederek bu mevkie geldim. Ustalarınız kimlerdir? Kısas köyünden Aşık Halit Aşan'dır. Bağlama çalmayı ondan öğrendim.Ailenizin bu konuda tutumu neydi?Benim bağlamaya oldukça bir merakım vardı. Ailem bu konuda benden desteklerini esirgemiyorlardı. Kısacası bu durumu hoş karşıladılar.Ne kadar eserleriniz var? 130 civarında eserim var.Ne zamandan beri yazıyorsunuz? 1972 yılından beri yazmaya başladım.Türkiye'de geçmişten, günümüze ozanlık geleneğinin en iyi temsilcileri sizce kimlerdir?Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Feyzullah Çınar, Aşık Daimi, Arif Sağ ve Musa Eroğlu diyebilirim.Ozanlık geleneğinin daha geniş tabanlara yayılması nasıl mümkün olur?Her şeyden önce bu bir kültür meselesidir. O yörenin kültürü neyse ozanlık da odur. Örnek vermek gerekirse; Kısas ile Şanlıurfa merkez arası 12 kilometredir. Ama geçmiş yıllardan bugüne kadar Şanlıurfa'da müzik icra eden kişiler, Kısas müziğinden kültüründen haberi yoktu. Zamanla bu sesimiz duyuldu fakat Şanlıurfa bizi tanımadı. Kapalı bir toplum olduğumuz için insanlar bizi bilmiyor ya da tanımak istemiyor.Ozan sizce nedir ? Sizce bu çizeceğiniz ozan profilinde kendinizi nereye koyarsınız ?Ozan doğadan aldığı değerleri halka kendi dili ile yansıtır. Bu kültürü kuşaktan kuşağa taşırlar. Ozan çağına göre sanatçıdır. Toplumu değiştirir, öncülük yapar, birikimlerini sunar. Ozanlarında bir başka misyonları gezginliklerinden dolayı taşıyıcı, dağıtıcı görevlerini yapmışlardır.Dertli Divani’yi tanıyoruz yakınlığınız var mı? Akraba değiliz ama aynı köylüyüz.Gelecek kuşaklara mesajınız nedir? Bütün müzik dalarında kültürün dokusunu bozmadan sanatını icra etsinler.
Kültür-Sanat
04 Ocak 2019 - 11:27
"Gelecek kuşaklar, kültürün dokusunu bozmadan sanatını icra etsinler"
Şanlıurfa'da Aşık Sefai Mahlası ile tanınan Mehmet Acet, Urfa Haber'e konuştu.
Kültür-Sanat
04 Ocak 2019 - 11:27