Urfa Haber köşe yazarı Ekrem Arpak uzun süre Şanlıurfa'da yazdığı kitap nednei ile kaldıktan sonra, önceki akşam İstanbul'a döndü.
Arpak son köşe yazısında herkesten helalillik isteyerek İstanbul'da Korona virüsü teşhisi ile karantinaya alındığını duyurdu.
İşte Arpak'ın o yazısı:
ÜZGÜNÜM ÖLÜYORUM!
Merhaba Sevgili Çocuklarım!
Merhaba sevdiğim, ömrümün yarısından fazlasında kahrımı çeken eşim, arkadaşım, sırdaşım;
Merhaba ailem, memleket;
Merhaba arkadaşlarım, doatlarım, ülkem;
Dün gece saat 22:10 uçağı ile Şanlıurfa GAP Havaalanından İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanına indim. Gece 24.00 gibi evime vardığımda zaten üzerimde garip bir ağırlık vardı ve vücut ateşim yükseliyor, nefes alışlarım giderek düzensiz halde beni yoruyordu.
Önce kabullenmek zor geldi ama burnumda tütseler de evlatlarımı görmeden Kartal Devlet Hastanesine gittim gözyaşları içinde.
Sadece hıçkırıklar içinde eşime "İstanbul'a indim canım. Bu son telefonum olabilir! Helal et desemde ödeyemeyeceğim hakkını biliyorum. Seni, çocuklarımı çok seviyorum. Evlatlarımı sana, seni de Allah'a emanet ediyorum" diyebildim telefon görüşmemizde. Eşimin ve kızlarımın feryat ve çığlıklarını daha çok duymamak ve olaki ölürsem en azından onları güzel hatırlamak için telefonu kapattım.
Şimdi bu satırları, dört bir yanımda nefessiz kalmış, çoğu umutsuz ve an be an hayatını kaybeden virüs kurbanlarının karantina alındığı korkunç hastane odasından yazıyorum!
Yazının Devamını Okumak İçin TIKLAYIN...
Arpak son köşe yazısında herkesten helalillik isteyerek İstanbul'da Korona virüsü teşhisi ile karantinaya alındığını duyurdu.
İşte Arpak'ın o yazısı:
ÜZGÜNÜM ÖLÜYORUM!
Merhaba Sevgili Çocuklarım!
Merhaba sevdiğim, ömrümün yarısından fazlasında kahrımı çeken eşim, arkadaşım, sırdaşım;
Merhaba ailem, memleket;
Merhaba arkadaşlarım, doatlarım, ülkem;
Dün gece saat 22:10 uçağı ile Şanlıurfa GAP Havaalanından İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanına indim. Gece 24.00 gibi evime vardığımda zaten üzerimde garip bir ağırlık vardı ve vücut ateşim yükseliyor, nefes alışlarım giderek düzensiz halde beni yoruyordu.
Önce kabullenmek zor geldi ama burnumda tütseler de evlatlarımı görmeden Kartal Devlet Hastanesine gittim gözyaşları içinde.
Sadece hıçkırıklar içinde eşime "İstanbul'a indim canım. Bu son telefonum olabilir! Helal et desemde ödeyemeyeceğim hakkını biliyorum. Seni, çocuklarımı çok seviyorum. Evlatlarımı sana, seni de Allah'a emanet ediyorum" diyebildim telefon görüşmemizde. Eşimin ve kızlarımın feryat ve çığlıklarını daha çok duymamak ve olaki ölürsem en azından onları güzel hatırlamak için telefonu kapattım.
Şimdi bu satırları, dört bir yanımda nefessiz kalmış, çoğu umutsuz ve an be an hayatını kaybeden virüs kurbanlarının karantina alındığı korkunç hastane odasından yazıyorum!
Yazının Devamını Okumak İçin TIKLAYIN...
Ekrem arpak kardeşim bu yazın okunsun diye yaptığın şey çok çirkin neredeyse ağlayacaktım olmadı olmadı. hastası olan var onları düşünüyorum, neler düşünmüslerdir
hayatımda bu kadar gereksiz bir yazı görmedim. milletin içi yanıyor bu beyefendi reklam peşinde. ben bu internete para ödüyorum, kaliteli içerikler görmek isterim. saçmalıklarınızı değil.
Vay ekrem abim vay... okurken gözyaşlarım süzüldü bir bir... not kısmını okuduktan sonra gözyaşı yerini gayriihtiyari bir tebessüme bıraktı. Kalemine yüreğine empatine binler heyran. Binler şükran. Rabbim sizi sevdiklerinize ve ailenize bağışlasın Rabbimin guzellikleri sizinle ve sevdiklerinizle olsun.. Bir sirkelenme vesilesi bu empati mektubunuz. Varolun. Sağlıkla ve esen kalınız hayırlı akşamlar diliyorum...
Yaziklar olsun yaziyi okurken agladim ve uzuldum ne desem az olacak insanlarla boyle oynamak yakisirmi sana yaziklar olsunnnn sana
Böylesine bir süreçte okuduğum en gerçeksiz yazı. Yazının sonunu dalga geçer gibi bitirmek ayrıca antipatik olmuş.