URFA’DA HER BAŞARI BİR YARA TAŞIR
40 yıllık gazetecilik deneyimimle, son zamanlarda çevremi şöyle bir süzdüğümde şunu açıkça görüyorum: Yeni nesil neredeyse topluca tükenmişlik sendromu yaşıyor.
Kırk yıllık gazetecilik deneyimimle, son zamanlarda çevremi şöyle bir süzdüğümde şunu açıkça görüyorum: Yeni nesil neredeyse topluca tükenmişlik sendromu yaşıyor. Evet, hem de topluca. Hayata karşı yorgun, geleceğe karşı umutsuz, kendine karşı inançsız... Bir tür içe çökmüşlük hali. Bunu fark edince, içimden güçlü bir ses yükseldi: “Dur! Bu gençlerin içindeki cevheri onlara hatırlat.” Çünkü ben biliyorum. Şanlıurfa’nın kalbinde nice örnek insan yetişti. Dibi görüp, oradan yukarı çıkmayı bilen insanlar. Kimse onların elinden tutmadı. Ama onlar başkalarının elinden tuttu. İşte bu yazı, bu gençler için. Bir pusula belki. Belki de sadece bir cesaret fısıltısı… ZORLUKLARDAN DOĞAN BAŞARI HİKÂYELERİ Mehmet Güneş Şanlıurfa’da doğdu. Altı çocuklu, dar gelirli bir ailenin çocuğu. Erzurum’da yatılı okul, ardından çalışarak okunan mühendislik eğitimi… 1976’da inşaat sektörüne ilk kazmayı vurdu. Bugün Türkiye’nin en büyük projelerine imza atan bir iş insanı. Sadece müteahhit değil; milletvekilliği de yaptı. Ama en büyük eserlerinden biri hâlâ Urfa’ya kazandırdığı okullardır. Enver Geçgel Suruç’ta doğdu, Antalya’da okudu. Coğrafya öğretmeni olabilecekken enerjiyi tercih etti. Dünyanın ilk 5 transformatör üreticisinden biri olan Astor’un başındadır. Bir zamanlar elektriği olmayan mahallede büyüyen çocuk, bugün enerjiyi dünyaya taşıyor. Fevzi Önkol Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde küçük bir dükkânla başladı. Gün oldu siftah yapmadan kepenk kapattı belki. Ama yılmadı. Bugün Önkol Şirketler Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı. İş dünyasında da, toplum içinde de sözü dinlenen biri. Bölgesel kalkınma ve istihdam konusunda örnek gösteriliyor. Mehmet Şelli Şiirle başladı, radyo mikrofonuyla tanıştı. Sonra sesi dünyayı dolaştı. Bir dönem memurdu; ama içindeki sesi bastıramadı. Şimdi TikTok’un yapay zekâ sesi olarak milyonlara ulaşıyor. Google, Mercedes, Wix gibi dev markaların Türkçe sesi. Ama o diyor ki: “Benim sesimden önce, inancım vardı.” SANAT DÜNYASINDA URFA’NIN İZLERİ İbrahim Tatlıses 1952’de Urfa’nın Hızmalı Mahallesi’nde doğdu. Mağara evlerde, yoksulluğun tam ortasında büyüdü. Henüz genç bir delikanlıyken demirci ustalarının yanında çalıştı. “Ayağında Kundura” türküsüyle ün kazandı ama o hep “Ayağımda yoktu bile” demeye devam etti. Tatlıses, Urfa’nın tozlu sokaklarından çıkan, sesiyle yoksulluğu bastıran, direnciyle milyonların kalbine giren bir efsane oldu. Müslüm Gürses 1953’te Halfeti’nin Fıstıközü köyünde doğdu. Ailesiyle Adana’ya göç etti. Ayakkabı boyacılığı yaptı, terzide çalıştı. 14 yaşında sahneye çıktı. Müziğiyle sığınak oldu binlerce insana. “Müslüm Baba” sadece bir unvan değil; bir duygunun, bir halkın sesi oldu. Yılmaz Güney 1937’de Adana Yenice’de doğdu ama kökleri Siverek'e dayanır. Pamuk tarlalarında çalıştı, simit sattı, gazoz taşıdı. “Çirkin Kral” lakabını aldı çünkü güzelliği yüzünde değil, yüreğinde ve adaletin arayışında saklıydı. Sinemayı bir eğlence değil, direniş alanı olarak gördü. Mehmed Uzun 1953’te Siverek’te doğdu. Genç yaşta fikirleri nedeniyle baskı gördü, yazdıkları yasaklandı. 1977’de sürgün hayatı başladı. İsveç’te anadilinde yazmaya devam etti. Onun kalemi, sadece bir edebi araç değil; bir hafıza taşıyıcısıydı. GENÇ NESLE BİR SÖZ Yukarıda aklımıza gelen ve bu alanda başarısıyla öne çıkmış birkaç kıymetli ismi zikrettik. Elbette bu şehir, bu topraklar çok daha fazlasına tanıklık etti. Bugün adı anılmasa da, sessizce yol almış, hayata kafa tutmuş, çalışkanlığıyla ve dürüstlüğüyle çevresine örnek olmuş yüzlerce, binlerce insan var bu memlekette. Bu yazı, sadece bir kısmını hatırlatmak içindi. Belki bir gün, o sessiz kahramanlardan biri de siz olacaksınız. Bu şehir, her köşesiyle mücadeleyi, direnişi ve yeniden doğuşu anlatır. Yukarıda adı geçen şahsiyetler, zorluklara rağmen kendi yollarını çizmiş, yalnızca bireysel değil, toplumsal iz bırakmışlardır. Her biri, “güzel insanlar öylece ortaya çıkmaz, onlar oluşurlar” sözünü ete kemiğe büründürmüş örneklerdir. Yeni nesle buradan bir sözümüz var: Kolayına kaçmayın. Her engel, sizi siz yapacak bir merdiven basamağıdır. Kolay gelen şey çabuk kaybolur. Ama emeğinizle yoğurduğunuz hayat, başınızı yastığa koyduğunuzda size huzur olur. Urfa gibi olun. Acıya rağmen suskun değil; acıyla konuşmayı bilen, sabırla ilerleyen olun. Çünkü bu topraklarda doğanlar için en değerli miras, aidiyatı oldukları etnik kökenleri değil, verdikleri mücadeledir. Evet, yine sizlere bir mesaj vermeye çalıştık. Umarız hedefini bulmuştur. Hayatı, doğruları ve Urfa’yı yürekten seven herkese saygılarla.