SUSADIK!

Yayınlanma: 27.06.2021 17:04 Güncelleme: 27.06.2021 17:04

Yıllardır söylemekten dilimizde tüy bitti. Yahu artık kandırmayalım kendimizi. Gelişiyoruz, iyiye gidiyoruz, refah ve huzurlu bir yaşam sürdürüyoruz diye. Bizim iyi olarak yaptığımız tek şey uyumak. Evet, uyuyoruz yıllardır. Havasından mı suyundan mı bilmem ama uyuyoruz şehir sakinleri olarak. Pardon suyundan mı demiştim… Su yok ki uyutsun. Bahsettiğim su kavramı doğal güzelliklerden sayılan; deniz göl veya akarsulardan biraz uzak; daha çok yaşamak, üretmek, gelişmek ile ilgili bir kavramı temsil ediyor. Evet doğru tahmin ettiniz. Tarımdaki sulamadan bahsediyorum size. Bundan yıllar önce rahmetli cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in belki de bu topraklara ekilen en büyük umut tohumundan GAP Projesinden bahsediyorum size. Sonuçlanması için milyonlarca lira ödenek ayırılan yüz binlerce insana çalışma sahası oluşturan ve Türkiye’nin ulusal çaptaki en önemli projelerinden birisi olan GAP Projesinden bahsediyorum. Bu süreçte ülkemiz yeni havalimanlarına, camilerine, statlarına, kütüphanelerine ve daha sayamayacağım bir çok önemli hem kültürel hem de ekonomik değerlere sahip oldu. Bu çalışmalarda emeği geçen herkese bir vatansever olarak bir kez daha teşekkür ediyorum. Ancak gelin görün ki bu gelişmeler ne yazık ki Urfa’ya sadece bir haber kupüründe uğruyor. Fiili olarak şehirde hiçbir şey göremiyoruz. Tamam anladık ekonomik olarak, hukuksal olarak, eğitimsel olarak daha çok zamanımız var. Bunlara inandırdınız bizi tamam. Ama Urfa bir tarım şehridir ve tarımın en temel iki maddesidir, toprak ve su.     Toprağımız var peki suyumuz nerede ? Yetkililere sorunca projenin bittiğini her şeyin başarıyla hayata geçirildiğini öğreniyoruz. Ama benim çiftçi kardeşim neden o zaman hala sulama derdinden veryansın edip dünyanın belki de en verimli topraklarına sahip iken halen günü kurtarma gibi bir endişeye kapılıyor?     Bakın basit bir kalkınma politikasıdır tarım. Toprağın varsa su sağlarsın ekersin biçersin satarsın ve para kazanırsın. Bu en temel kentleşme ideolojisidir. Eğer derdimiz Urfa’yı yaşanabilir bir kent kılmaksa işe en temelden yani topraktan başlamalıyız. Unutmayalım toprak değil biz nankörüz.  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız