Arpak sordu, Beyazgül yanıtladı

Yayınlanma: 23.02.2019 11:14 Güncelleme: 23.02.2019 11:14

AK Parti Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Zeynel Abidin Beyazgül, Urfa Haber'den Ekrem Arpak'ın halkın merak ettiği tüm sorularına bu röportajla yanıt verdi.

İlkbahardan daha sıcak bir Urfa sabahı ve Urfa isotunun dilimde, esmer alınlı Urfalıların bitmeyen ailesinin acıları alnımda boncuk boncuk ter misali dökülüyor yanaklarıma. Yerel seçimlere doğru yelken fora doludizgin gidiyoruz. Her kesimin, her bireyin apayrı umutları, beklentileri var... Çatının siyaseten akıl almaz manevraları, günü kurtarma kaygısı ile ve içinde halka dair zerre kaygıların olmadığı pazarlıklar, blöfler ortasında iktidar partisinin BŞ adayı Beyazgül'ü arıyorum. "Buyur Ekrem kardeşim..." derken her zamanki samimi sıcaklığı ile açıyor telefonu Beyazgül. Söyleşi randevumuzu hatırlatıyorum kendisine. Yorgun ama kararlı ses tonundan gelen buluşma yeri adresini alıp yola koyuluyorum. Oldukça modern dizaynı ve seçmenin seçime dair her türlü bilgiyi rahatlıkla alabileceği Ak Parti SKM binasında son buluyor Urfa havasını ciğerime çektiğim yolculuğum. Teknolojinin oldukça etkin kullanıldığı, iletişim ağının günümüz dünyasına oldukça başarılı uygulandığı merkezin danışmasında güler yüzlü pırıl pırıl gençlerin merhabası insana güven veriyor. Henüz danışma da gençlerle olmanın tadını çıkarırken şehrin gençlik ateşi temsilcilerinden sevgili Ekrem Demirbilek'in omzuma konan kardeşlik eli ile daha da mutlu oluyorum. Demli çay tadında koyu bir sohbete geçiyoruz çünkü Beyazgül üst katta SKM de yapılan her şey ile bizzat ilgileniyor... Basın illerinden sorumlu Faruk Bayuk'un sohbete dâhil olması renklendiriyor SKM ve seçim sohbetimizi. Ben her zamanki gibi eleştiri modunda; Bayuk güler yüzü ile notlar alıyor. Umarım eleştirilerimi küçük beyaz not kâğıtlarında kalmaz diyor, Beyazgül başkanın yanına çıkıyorum. Arada, Cemil Çadak başkanın sevgi dolu nezaketi ile günüm daha da keyifli hale geliyor. UYKUSUZ OLMANIN MUTLU ADAMI! Her zamanki gibi sevgi ile kucaklaşıyoruz Zeynel Ağabey ile. Kardeşçe sarılıp her şeyin siyaset olmadığını ve insan olmanın ve kardeş olmanın hal hatır, dertleşme faslına geçiyoruz. Gözleri kan çanağı gibi! Belli ki derin bir uykusuzluk çökmüş kirpik uçlarına. Ama saçının aklarına ve omuzlarına dadanan emek yorgunluğu yakışmış doğrusu... - Ağabey bu ne hal; uyku akıyor gözlerinden! Diyorum gülümseyerek. O an omuzlarındaki ağır yüke inat çakmak çakmak gözlerle şikâyeti olmadığını ifade ediyor bu durumdan. ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL: Ekrem kardeşim; biz bu yola çıkarken uyumak yok diye zaten yemin ettik! Hayatım boyunca zaman çok değerli oldu benim için. Hele de söz konusu Urfa olunca başı yastık da geçecek her bir saniyeye acırım... Çünkü benim elini sıkacak, sarılacak 2 milyon hemşerim var... Mümkün mertebe herkesi dinlemek, fikirlerini almak, umutlarına, acılarına, sevinçlerine dokunmak istiyorum. Daha da önemlisi hayalini kurduğum Şanlıurfa'yı Şanlıurfa yapanlarla yürümek istiyorum. SAĞLIK DA ÇAĞ ATLAYAN URFA GÖRMEK İSTİYORUM! Henüz söyleşimizin başı ve ikinci soruya geçmeden Beyazgül'e ağır bir hastanın kendisini görmek istediği bilgisi geliyor. O an yerinden fırlıyor Beyazgül. Eyüp adında 60'lı yaşlarda bir beyefendi giriyor odaya. Yüzünden tekleyen kalbinin yorgun ve solgun halleri, mor dudaklarında derin bir yoksulluğun çaresiz yaraları var! Daha da önemlisi Eyüp Amcanın beni "Seçim arifesinde olmanın durumunu tedavi yardımı için kullanacak!" ön yargılarımı tokat gibi yüzüme vuran duruşuna tanıklık ediyorum! Ve elbette böyle bir talebi oy için fırsat bilip anında müdahale etmesini beklediğim Beyazgül'ün Eyüp Amcayı dinlerken adeta acıyan kalbi karşısında derin bir mahcubiyet çöküyor üzerime... Zira onlarca kez kalp krizi geçirmiş, şeker ve ağır tansiyon hastası Eyüp Amca kendi yorgun kalbini değil; Urfa'nın sağlık sorunları hem hasta hem hasta yakını olarak anlatıyor Beyazgül'e... Ve Zeynel Ağabey Eyüp Amcanın durumu karşısında adeta yağmayan gözyaşı bulutlarına dönüyor. Onu kırmadan sorunu ile ilgilenirken söyleşimizin ikinci sorusu yani "Şanlıurfa da eksik tedavi ve tanı merkezleri, yatak ve doktor meselesinin nasıl çözüleceği sorumuzun cevabına geçiyoruz." ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL: Ekrem Kardeşim; 2 milyonu aşan nüfusun yaşadığı sağlık sorunlarının farkındayız. Öyle ki; toplu taşıma ve ya sokaklarda kendilerine hak ettikleri değer verilmediği ve ekonomiye iş gücü olarak katılımlarını sağlamamız gerektiğine inandığım engelli kardeşim evden çıkamayınca ben de onlar gibi dünyayı göremeyen bir ama koltuk değneklerine mahkûm bedensel engelli, yatağa mahkûm felçli kadar acı çekiyorum... İşte bu bağlam da Urfa'nın tıpkı diğer bütün sektörlerde olduğu gibi sağlık alanında da çağ atlaması gerektiği kanısındayım. Belediye olarak bu sürecin hızlanması için başta sağlık bakanlığımız ve il sağlık Müdürlüğümüze omuz vermek, ağır yüklerini almak boynumuzun borcu olacak. Yanı başımızda örnekleri olan Gaziantep gibi şehrimizin de tanı ve tedavi merkezlerine kavuşması; yeterli uzman doktor ve sağlık personeli atamasının yapılması, eksik yatak kapasitesinin arttırılması için daima sağlık bakanlığımız ile doğru ve hedefe giden bir ilişki içinde olacağız. Urfa civar illere giderken hayatını kaybeden hasta haberleri ile değil; bölgenin tedavi ve sağlık alanında cazibe merkezi olması kanısındayım. Beni çok iyi tanıyan Zeynel Ağabeyin nezaketi ile masamızda demli çayımız eksik olmuyor. Bir yandan söyleşimiz devam ederken diğer yandan fikirlerini paylaşmak isteyen, talepleri, istekleri, ümitler, acıları olan ziyaretçilerin  Zeynel başkan tarafından aynı nezaket içerisinde karşılandığını not ediyorum gönül defterime... TASARRUF FAKİRİ DEĞİL ÜRETİM ZENGİNİ OLACAĞIZ! Gazeteciliğin olmazsa olmaz polemikten beslenme ve etkiye tepki yaratarak söyleşiyi daha da çarpıcı hale getirme güdüsü ile karşılaştırmalı zor bir soru yöneltiyorum Beyazgül'e... EKREM ARPAK: Zeynel Ağabey; bundan bir hafta önce SP partisi adı altında çatı adayı olan Sabahattin Cevheri'nin basın toplantısında yer aldım. Sayın Cevheri ısrarla "Lüks makam araçları kullanmayacağını, koruma tutmayacağını ve tükenme noktasına gelen Urfa kaynaklarını korumak adına ciddi bir kemer sıkma politikası ile tasarruf yapacağını ifade etti. Şimdi merak ediyorum; söylem de halkın hoşuna giden tasarruf vurgusu gerçekten Urfa'nın kurtuluşu mudur? Gülümsüyor Zeynel Ağabey ve usta bir siyasetçi refleksi ile ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL: Ekrem Kardeşim; birinci hayatım boyunca siyasi polemiklere girmedim, ikincisi senin acar gazeteci manevranı gördüm ama ona gelmem ;) Şaka bir yana bu soruna cevap vermeden önce aynı toplantıda şahsım için " Zeynel Bey de pırıl pırıl bir kardeşimizdir ve ikimiz de savaşmıyor; Urfa için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz!" deme nezaketinde bulunan Sabahattin Beye bu vesile ile teşekkür etmek istiyorum. Sorunun cevabına gelince: Her partinin, her ideoloji gibi her adayın siyaset tarzı farklıdır ve bu doğaldır. Tasarruf vurgusunu yapan Sabahattin beyin de mutlak kaygısı Urfa ve Urfa halkıdır ama müsaade edersen ben burada olaya çok farklı baktığımı özellikle vurgulamak isterim. Ekrem Kardeşim; senin de yazılarında sıklıkla vurguladığın, hatta zaman zaman isyan ederek haykırdığın bir gerçeğimiz var: Yeraltı yerüstü ve tarihi zenginlikleri; bereketli toprakları ile müthiş bir zenginliğe sahip Urfa'yı bu zenginliklerin bereketine kavuşturmanın yolu tasarruf değil, bu zenginlikleri üretime dönüştüren hizmetlerden geçer. TASARRUF VARSA HATA VAR! Hani hayatının ilk oyuncağını alan bir çocuk sevinci vardır ya; öyle bir parıltı düşüyor Zeynel Ağabeyin göz bebeklerine. Vücut dilinde geleceğe dair heyecanın renkli halleri var... ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL: Ekrem kardeşim düşünün; Urfa gibi zenginliklerin fışkırdığı bir şehirde halkımıza birkaç araba, koruma üzerinden tasarruf vaatlerinde bulunmak kendi kaynaklarımızı ve insanımızın enerjisini reddetmek olmaz mı? Kaldı ki, eğer bir şehirde belediye başkanı, siyasiler tasarruf vurgusu yapıyorsa orada o kişilerin üretememe sıkıntısı vardır. Misal, Urfa halkı çıkıp "Zeynel başkan sen iki milyon insanı binmediğin lüks makam aracından ve tutmadığın üç beş korumanın maaşı ile mi refaha kavuşturacaksın!" diye sorarsa ne cevap vereceğim? Şu koruma meselesine de bir parantez açmak isterim. Ben hayatım boyunca koruma ile dolaşmadım. Kendi hemşerilerimden korunacak tek bir karın ağrım olmadı ki. İnsan aynı sofraya oturduğu, aynı acıyı, sevinci paylaştığı ve kan bağı olduğu hemşerilerinden neden korunma gereği duysun değil mi? Merak etme Ekrem kardeşim; elbette halkın parasını çarçur etmeyeceğiz ama Zeynel Abidin Beyazgül olarak Urfa halkına çaresizliğin tasarrufunu değil; zengin kaynakların istihdam, bereket ve huzurunu vadediyorum. ENERJİNİN ANAVATANI KARANLIKTA KALMAYACAK! Zeynel başkana belki de söyleşinin en can alıcı sorusunu sormaya ve soru üzerinden biraz da içimde biriken tepkiyi dışa vurmaya hazırım! Bildiğiniz Ekrem Arpak tarzı ile geçiyorum soruma. EKREM ARPAK: Zeynel Ağabey; şimdi ben de yara olan ve hiç bir siyasiden net cevap alamadığım için şahsından samimi bir cevap beklediğim soruma geçiyorum. Allah aşkına Urfa ve bölge halkının hemen her gün feveran ettiği DEDAŞ yani enerji sorununa; bu sorunun çözümüne dair bir hazırlığın var mı? Çayını yudumlarken cevap vermeyeceğini düşündüğüm Beyazgül'ün yüzünde adeta Beyazgül yaprağı misali bir tebessüm beliriyor... ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL: Ekrem Kardeşim. Ömrünün yarısından fazlasını siyasetin içinde geçiren ama bunun dışında Urfa aşığı bir adamın bu sorundan habersiz olması mümkün müdür. Ayrıca gerek il başkanlığı gerek adaylığım sürecinde halkımızdan gelen taleplerin her birini inceliyor, önemsiyor ve değerlendiriyoruz.  Bir kere ülkenin en büyük barajını bağrında taşıyan dolayısı ile enerji ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Urfa'nın sıklıkla karanlıkta kalmasını doğrusu ben de içime sindiremiyorum! Pek tabi direk benim veya belediyenin enerji veya pratik alanında olmadığı için doğrudan projelerden dem vurmayı çok da doğru bulmuyorum. Lakin gerek enerji bakanlığımız gerek mevcut kurumla doğru iletişim, doğru istişareler ile sorunun çözüleceğine inanıyorum. Araya iniltili de olsa bir soru daha sıkıştırıyorum EKREM ARPAK: Ağabey Allah aşkına politik cevap değil; net bir tavır veya cevap bekliyorum. Urfa halkının, esnaf ve özellikle çiftçilerinin beklediği şey adeta kanayan yara haline gelen DEDAŞ sorununun nasıl çözüleceğine dair somut projeler. Mesela bıktıran ve Urfa’yı sıklıkla zifiri karanlıkta bırakan kesintiler ne zaman son bulacak? Urfa halkı ve özellikle çiftçiler ile esnafın belini büken fahiş faturalar dönemi bitecek mi? Her hasat mevsiminde çiftçilerin desteklemelerine konulan blokelerin yarattığı soruna dair neler yapacaksınız? Küçük bir kahkaha atıyor Zeynel Ağabey!  ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL: Yahu Ekrem kardeşim unuttun galiba; ben BŞ belediye başkan adayıyım enerji başkanlığı değil! Kardeşim; senin de dile getirdiğin bütün sorunların farkındayım. İlaveten il başkanımız ve değerli milletvekillerimiz ile beraber bu sorunların hepsini enerji bakanımıza iletiyoruz. İletmeye ve sorunların bir an önce çözümüne dair mesai harcamaya devam edeceğiz. ŞANLIURFASPOR'A AVRUPA KUPALARINA KATILMAK YAKIŞIR! Gerek il başkanlığı gerek milletvekilliği adaylığı ve gerek özel yaşamında sıklıkla çayını içmekten büyük keyif aldığım Zeynel Başkanın Şanlıurfaspor ve spor sevgisini biliyorum. Ancak bazı siyasilere göre Şanlıurfaspor'u hiç bir zaman seçim malzemesi haline getirmeyen başkana şehrin amatör kulüpleri ve Şanlıurfaspor'un içinde bulunduğu dar boğazı hatırlatıyorum. Zeynel Ağabey yanından eksik etmediği Şanlıurfaspor atkısını gösteriyor ve ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL: Sevgili Ekrem kardeşim. Şanlıurfaspor senin, bütün Urfalıların olduğu gibi benim de canımdır... Şanlıurfaspor bu şehrin reklam yüzü, en büyük markalarından birisidir. Ayrıca Şanlıurspor'un kaptanlığını yaptığı şehrin spor kulüpleri gençlerimizi her türlü kötülüklerden korumanın da en doğru adresidir. Kaldı ki ben Şanlıurfaspor'un değil birinci lig süper ligde başa güreşen ve her yıl Avrupa kupalarına katılan potansiyele sahip olması gerektiğine inanıyorum. Avrupa kupalarına katılan bir Şanlıurfaspor'un şehrin hem inanç hem tarihi turizmine yapacağı katkıyı düşünebiliyor musun? İşte bu nokta da belediye olarak takımımızın yanında olacağız demek günü kurtarma siyasetinden başka bir şey değildir! Biz büyük Şanlıurfaspor'un sağlam temellerini atmak için önce şehrin amatör kulüplerini yaşatacağız! Kardeş takım olan Trabzonspor ve son yılların başarı örneği Altınordu modelini benimseyerek öncelikle Şanlıurfaspor'un alt yapısını besleyecek ve yeni sporcuların gelmesini sağlayacağız. Bunun da yolu gençlerin rahatlıkla spor yapacakları tesisleri yapacağız. Sokak futbolunun artması için sahaları arttıracak, amatör kulüpler ve ülkenin en genç nüfusu dolayısı ile öğrencilerine sahip ilimizde liselerin sporcu fabrikaları haline gelmesi için çalışacağız. İlaveten Şanlıurfaspor'u belediye veya valiliğin desteğine bağlılıktan kurtaracak; sabit gelirleri olan bir kulüp haline getirmek için değerli yöneticilerimiz ile istişareler yapacak, yanlarında olacağız. Şanlıurfaspor hepimizin ortak değeri ve siyaset üstü bir markadır. Bu markanın hak ettiği yerde olması için ne gerekiyorsa yapacağız. MAĞDURLAR VAR BİLİYORUM? Sözde kardeşi olmaktan şeref olduğum Zeynel Ağabeye gazeteciliğin bütün acımasızlığı ile adeta saldırıyor ve en acımasız, en ağır soruları sormaya devam ediyorum! EKREM ARPAK: Zeynel Ağabey; malum vatan haini Fetö terör örgütünün 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının yüreklerde açtığı yara da, bir milletin o gün gösterdiği eşsiz duruş da hafızalarımızda tazeliğini koruyor. Sanırım vatan hainlerinin en ağır cezaları alması gerektiği fikrime şartsız katılırsınız. Ancak bir de at izinin it izine karıştığı iddiaları ile birçok masum, mazlum mağdur insan olduğu ve Urfa'nın da bu alanda hayli yaralı olduğu gerçeği var. Mesela kendilerini yalnız hisseden Urfalı masum KHK mağdurlarına yönelik bir mesaj vermek ister misin? Zeynel Ağabey söyleşinin en net ama en kısa cevabını veriyor. ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL: Ekrem kardeşim; bu ülkenin birlik beraberliğine, bekasına göz koyan bütün terör örgütlerine karşı tavrımız bellidir... Bu can her zaman bu millete, bayrağa, devlete kurban olsun. Fetö terör örgütüne karşı da tavrımız aynıdır ve değişmez. Ancak gerçekten masum olduklarına inandığım mağdur kardeşlerimize değil bugün, değil yarın dün de sahip çıktık ve çıkmaya da devam edeceğiz. Bir kere Cumhurbaşkanımızın bu hususta sıklıkla dile getirdiği "Tek bir masum yanlışlıkla mağdur edilirse bu vebalin altından kalkamayız!" söylem ve duruşu bizi  her alanda olduğu gibi bu mağduriyetler noktasında mağdurlarımızın yanında olmaya itiyor zaten. Bütün fakir fukara, hasta, işsiz vatandaşlarımız gibi bu kardeşlerimizin yanında olacağız. BACASIZ SANAYİ İSTİHDAM TÜTECEK! Zeynel Ağabeye 2019 Göbeklitepe yılını hatırlatıyor; şehrin turizmine dair fikirlerini almak istiyorum. ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL: Ekrem Kardeşim; bütün dünyanın gözünü üzerine çeken Göbeklitepe Allah'ın Urfa halkına lütfudur, tıpkı Soğmatar, tıpkı Balıklıgöl, mağaralar, Harran Evleri, Halfeti, hanlar hamamlar ve diğer tarihi eserlerimiz gibi. Bura da önemli olan bu potansiyeli ortaya çıkaracak doğru projeler üretmek ve bu zenginliğin Urfa halkına ekonomik, istihdam anlamında doğru geriye dönüşünü sağlamak olmalıdır. Mesela ben her yıl milyonlarca turistin akın akın ettiği ve yabancı dili, şehrin tarihini bilen gençlerimizin ekonomimize katkılarını hayal ediyorum. Senin de zaman zaman vurguladığın gibi gelişecek turizm aynı zamanda gençlerimizi madde bağımlılığından, işsizlikten kurtaracaktır. Cebinde parası, akşam evine bir şeyler alarak gidecek ve kendini geliştirmiş belli bir kültür seviyesine gelmiş tek bir genci teröre kaptırmayacağımızın hayli farkındayım. Elbette 2019 Göbeklitepe yılı olması bu hamlenin en önemli ayağını teşkil ediyor. Seçim sonrası halkımız teveccüh eder de o koltuk da olursak ardı ardına güçlü tanıtım etkinlikleri ile şehrin tanıtımına ağırlık vereceğiz. Bunun yanında ücretsiz rehberlik ve yabacı dil eğitim kursları ile gençlerimizi inşALŞAH patlayacak turizme hazırlayacağız. Tarihi Kentler Birliği Başkanı olan Nihat Çiftçi başkanımızın verdiği başarılı mücadeleyi birkaç adım daha öteye taşıyacak ve Urfa'nın turizm pastasından hak ettiğini alması için olanca gücümüzle çalışacağız. Ulusal ve uluslararası festivaller ile şehrimizin güçlü, doğru tanıtılmasını sağlayacağız. Yani sevgili Ekrem kardeşim; bacasız sanayi olarak bilinen turizmi Urfa için istihdam alanları yaratan ve pırıl pırıl gençlerin, istihdamın tüteceği dev bir baca haline getireceğiz. Bunun için bütün çalışmalarımız ve projelerimiz hazır. Zeynel Ağabey ile söyleşimiz kendisinin yeşil Urfa hayali, çiftçilerimizin sorunlarının çözümüne uzanan geniş bir yelpazede devam ederken; Göçerlerin yer bulma sorununu çözmeye dair kararlı duruşundan büyük mutluluk duyuyorum. GAP Projesinin en büyük getirisi olan sulama meselesinin tam olarak dereye girmesi ve su kaynaklarının doğru kullanılmasından; çiftçilerimizin desteklenmesi, yeşil alanların arttırılması, meraların korunması ve hayvancılığı desteklemeye dair birçok konuda projelerinin hazır olduğunu görmek yarınlar adına beni ziyadesi ile mutlu etti. EN GÜÇLÜ AŞİR BENİM! Söyleşinin sonunda yine can alıcı bir soru yöneltiyorum ve ona da dobra dobra cevap veriyor... EKREM ARPAK: Ağabey; sana dair gelen eleştirilerin en başında feodal bir gücünün olmadığı ve masaya yumruğunu vurmayan, çok naif olduğuna dair. Bu hususta ne düşünüyorsun? ZEYNEL ABİDİN BEYAZGÜL: Ekrem kardeşim; ben hayatım boyunca hiç bir sorunun kavga ile dayatma veya yumrukla çözüleceğine ne inandım ne de gördüm. Elbette Urfa da var olan bütün etnik kökenlere ve kadim geçmişleri ile büyük aşiretlere büyük saygı duyuyorum. Ancak ben hayatımda karşılıklı sevgi ve saygının en önemli başarı kriteri olduğuna inandım. Sayın Cumhurbaşkanımız da öyle demiyor mu; mütevazı olacaksın, halkın yanında olacaksın ve sevgi ile gönül belediyeciliğini yapacaksınız. Hem, Urfa üzerine yumruk vurulacak masa değil; hepimizin filizlendiği memleketimiz değil mi? İnsan kendi memleketi üzerinden yumruk atarak siyaset yapabilir mi? En azından bana yakışmaz. Ama söz konusu illa aşır çocuğu olmaksa en büyük aşir evladı benim! Çünkü ben Urfa'nın Türkmeniyim, Kürdü, Arabı, Türküyüm.. Biliyorsun Urfa da yüzlerce büyük aşiret var. Dolayısı ile bir çırpıda aklıma gelenleri sayarak tek birini dahi kırmamak adına bütün aşiretlerin toplamıyım ve en büyük aşiret evladı ben olmuyor muyum? Bura da Kürt kardeşlerime ayrıca seslenmek istiyorum. Bölgeye yapılan en büyük hizmetler hep Ak Parti ve sayın cumhurbaşkanımızın döneminde yapılmıştır. Bu seçimde ben Kürt kardeşlerimizin de bu gerçeğin farkında olduklarını görüyor ve yanımızda olacaklarına inanıyorum Zira ben şehirde tek bir ideolojinin, pazarlık haline gelen paylaşımların, blöflerin değil; 2 milyon Urfalının adayıyım. Söyleşimiz Zeynel Ağabey ile kardeşçe sarılıp vedalaşmakla son bulurken; bana İstanbul yolu, ona arşınlayacak memleket kalıyor... Karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde ve kimsenin burnunun dahi kanamadığı bir seçim dileyerek bir sonraki söyleşide görüşmek üzere dostlar.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız